Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/9177 E. 2014/4417 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9177
KARAR NO : 2014/4417
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/62299
Mahkemesi : Şişli (Kapatılan) 7. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 26/01/2011
Numarası : 2010/58-2011/11
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Dosya kapsamına göre; Cumhuriyet savcısı olup, özellikle ünlü kişiler hakkında başlattığı adli soruşturmalardan dolayı değişik zamanlarda farklı yayın organlarında haber konusu yapılan ve görevi gereği kamuoyu tarafından tanınan şikayetçinin, Ergenekon adı verilen soruşturma kapsamında teknik takibe takılan telefon görüşmesinin, bir başka gazeteden alıntı yapılarak, sanığın sorumlu müdürü olduğu ..isimli internet sitesinde, 12.10.2009 tarihinde, “Savcı A.. Ç..’dan şok sözler” başlığı altında; “Bakırköy Basın Savcısı A.. Ç..’ın, 2006 yılında Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Başkanı T.. Ü..ın yardımcısı A..C..’nin telefonundan vali olduğu söylenen X şahısla telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı. Savcı Ç.. VKGB soruşturmasında C..’ye yapılan dinleme nedeniyle dosyaya girmiş. 4 Aralık 2006’da A.. C.. ve G.A. isimli bir kişi savcı A.. Ç.. ile buluşuyor. Ç.bu günlerde Bağcılar basın savcısı olarak, gazeteciler hakkında TCK’nın 301. maddesinden dava açıyor. Ç..’ın adı, Danıştay saldırısında hedef gösterdiği gerekçesiyle V.. G..’ne açtığı davayla da gündeme gelmişti. C.. telefonda ‘Valim’ diye seslendiği X şahısla görüşüyor. Telefon tapelerinde ‘X erkek’ olarak yazılan kişi, ‘Eee. H.. P..da sanırım birtakım şeylerin içerisinde, siyasi hareketlerin diye düşünüyorum.’ diyor. C.. ‘Var var. Bir hareketlilikler var. Ben savcımı vereyim valim, bir merhabalaşın.’ diyerek telefonu A.. Ç..’a veriyor. X şahsa kendisini, ‘Bağcılar basın savcısı’ olarak tanıtan Ç..5 yıldır bu görevde olduğunu belirtiyor. X şahsın ‘Ne güzel ne güzel!’ demesi üzerine Ç.., ‘Türkiye nüfusunun yüzde 60’ı bizde biliyorsunuz.’ diyor. X erkek, ‘Tabii tabii yani mevkutelerin canına okuyorsunuzdur savcım heh heh…’ diyor. Bunun üzerine Savcı A.. Ç.., ‘Biraz okumaya çalışıyoruz.’ ifadesini kullanıyor. Ç..savcılık işinin zevkli olduğunu ifade eden kişiye şöyle diyor: ‘Biraz politik, siyasi. Muhatabının cevabı ise, ‘Biraz politik evet. Takip de edilmesi gereken bir iştesiniz. OHAL bölgedeyken biz de sizin bu benzeri şu an çalıştığınız konuya bakıyorduk.’ oluyor. Ç., kendisine bağlı 20-22 mevkutenin olduğunu belirtiyor.” şeklindeki ibarelerle beraber yayımlandığı olayda; Haber içeriğinin görünür gerçeğe uygun olması, basın bürosunda görevlendirilen şikayetçinin, basına yönelik görüşleri hakkında bilgi içeren haberinin yapılmasında, yürüttüğü kamu hizmetinin niteliği ve toplum içindeki konumu gereği, toplumsal ilgi bulunduğu gibi, “Ergenekon” olarak nitelendirilen, güncel olan ve aleni olarak görülmekte olan dava hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi amacını taşıyan haberlerin yapılmasında kamu yararının bulunması, haberde kullanılan ifadelerin, habere konu olayla fikri bağlantısının bulunması, haberin verilişinde tahkir edici bir dil kullanılmayıp, ölçülülük ilkesinin ihlal edilmemiş olması karşısında, yayımlanan haberin, basının haber verme hakkı sınırları içerisinde kaldığı ve konunun okuyucuya aktarılması sırasında hukuka uygun çerçevenin dışına çıkılmadığı, kovuşturma aşamasında aleniyetin de sağlandığı anlaşılmakla, şikayetçinin tarafı olduğu haberleşme içeriğinin, hukuka uygunluk sınırları içinde ifşa edildiği gözetilerek, atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi, kanuna aykırı,
Kabul ve uygulamaya göre de:
TCK’nın 132/2. maddesinde, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, aynı Kanunun 132/4. maddesi gereğince cezanın yarı oranında arttırılacağı düzenlenmiş iken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 79. maddesi ile TCK’nın 132/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve aynı Kanunun 132/4. maddesinin yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmüne göre, TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.