Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/8693 E. 2014/6787 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8693
KARAR NO : 2014/6787
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/32583
Mahkemesi : Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06.10.2011
Numarası : 2009/313-2011/256
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin suçun unsurları itibarı ile oluşmadığına, illiyet bağına, kusur durumuna, teşdiden ceza tayinine ve eksik incelemeye; mahalli Cumhuriyet Savcısının ise sanıklar hakkında TCK’nın 53/6. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık M.. K..’nun ortağı ve yönetim kurulu başkanı, sanık F.. G..’nün ise servislerden de sorumlu idare amiri olduğu P.. Giyim Sanayi A.Ş adlı tekstil şirketinin hakkında beraet kararı verilen servis şoförü M.. O..’un, olay günü bu şirkette işçi olarak çalışmakta olan ölenleri işyerine getirmek amacıyla, servis olarak kullanılan araçla içinde işçiler olduğu halde işyerine yaklaştığında elektriklerin kesik olması ve bu nedenle bariyerin kapalı oluşu nedeniyle işyerinin önüne yaklaşamadığı, bir süre oyalandıktan sonra kapalı bariyerin kenarından geçerek işyeri bahçesine giriş yaptığı, bu araçla işyerine gelen işçilerden G..G..’nin olay günü verdiği ifadesinde, aracın arka kapısından inerek şirketin kapı girişine geldiğinin anlaşıldığı, bu beyanı araçtan kurtulmayı başaran işçilerden S.. Y..’ın da, doğruladığı daha sonra araçta bulunan işçilerden B.. K..’ın yağmur ve zemindeki su nedeniyle ıslanmamak için o an araçtan inmekten vazgeçerek aracın arka kapısını geri kapattığı, ardından işyerinin arka kısmında bulunan setin sel suları neticesi yıkılarak işyeri bahçesinde bulunan aracın içinin ve çevresinin su ile dolmaya başladığı, o esnada ön sağ koltukta oturan işçilerden Gülsüm’ün şoförün yardımı ile aracın üzerine çıkartılarak, yine işçilerden Sakine’nin de aracın arka camının kırılması suretiyle şoför tarafından aracın üzerine çekilerek kurtarıldıkları, ancak diğer işçilerin kurtulamadıkları, araç üzerinde olaydan bir gün sonra bir makine mühendisi bilirkişi eşliğinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan rapor ve fotoğraflara göre, işyerinde kullanılan davaya konu servis aracının ancak yük nakline uygun olduğu, koltuk düzeninin, acil çıkış bölümünün, havalandırma sisteminin, yan camlarının bulunmadığı, personel ve insan taşımaya uygun olmadığı, kapalı kasa bir kamyonette taşınan işçilerin yan camların olmaması nedeniyle selin boyutu ile ilgili ilk aşamada izlenime varamadıkları ve bu yönde tedbire müracaat edemedikleri, sadece arka camları bulunan araçtan camın kırılarak bir kişinin kurtarılabildiği, havalandırma tertibatı olmayan aracın üstünde bulunan şoförün işçileri kurtarmak için etraftan temin ettiği balta ile aracın üst sacını kesmeye başladığı, ancak acil çıkışı, havalandırması ve yan camları olmayan bu araçtan bu şekildeki kurtarmanın ve personel nakli için uygun olmayan bu araçtan yolcuların tahliyesinin zaman aldığı, ancak araçtan iki işçinin kurtarılabildiği, sanıkların savunmalarında ilgili aracın arızi olarak kullanıldığı ifade edilmişse de, olay günü araçtan kurtulmayı başaran G..G.., S..Y..ve G.. Ş..’nun, olaydan hemen sonra alınan ifadelerinde, genelde bu araçla işyerine gidip geldiklerini ve bu aracın servis aracı olarak kullanıldığını beyan ettikleri, ölenlerin yakınlarının da bu tanık beyanlarını doğruladığı, dosya kapsamında bulunan kamera kayıtları, araca ait görüntüler, beyanlar, raporlar ve belgeler bütün olarak değerlendirildiğinde, personel servisi için uygun olmayan bu araçtan tahliyelerin zaman alacağı ve ancak bir kişi indikten sonra olay anında araçtan iki kişinin kurtarılabildiği, sekiz kişinin de kurtarılamayarak öldüğü olayda iki sınır arasında temel ceza belirlenirken meydana gelen zararın ağırlığı, kusur durumu, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırı nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilerek asgari hadden daha fazla uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde ceza tayini,
2-TCK’nın 50. maddesinin sanıklar hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanıkların kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, adli sicil kayıtlarına göre sabıkasız olan sanıkların dosyaya yansıyan olumsuz kişilik özelliklerinin bulunmadığı, duruşmalardaki tutum ve davranışları nedeniyle haklarında takdiri indirim uygulandığı, ölenlerin yasal mirasçılarının şikayetlerinin bulunmadığı ve zararlarının da giderildiği gözetilerek dosya kapsamıyla örtüşmeyen gerekçeyle, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi talebinin reddine karar verilmesi,
Kabule göre de;
3-TCK’nın 53/1. maddesinin kasti suçların yasal sonucu olarak uygulanacağı gözetilmeden, taksirli suçtan mahkum edilen sanıklar hakkında anılan madde ile güvenlik tedbirine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.