YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8509
KARAR NO : 2014/10685
KARAR TARİHİ : 02.05.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/24714
Mahkemesi : Çamlıhemşin Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/06/2011
Numarası : 2010/178 – 2011/95
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “15/07/2010” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Çamlıhemşin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10/03/2009 tarihli iddianame ile sanık hakkında, Trabzon K.. V..nı Koruma Kurulu’nun 19/05/1998 tarih ve 3148 sayılı kararı ile tescilli 3. derece doğal sit alanı içerisindeki Yukarı Kavron Yaylası’nda, 6.70 x 10 metre kare ebadındaki alanın tesviye edilerek düzleştirildiği, bu alanın dört tarafına çimento kullanılarak taş duvar örüldüğü, anılan taş duvarın kuzey cephesine 2 metre mesafede ayrı bir taş duvar inşa edildiği iddiasıyla dava açıldığı, Çamlıhemşin Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/27 Esas sayılı dosyası kapsamında 14/06/2010 tarihinde olay yerinde keşif yapıldığı, keşfe katılan fen ve inşaat bilirkişilerince, kolon şeklinde duvar ve temel duvarlarının doğu kısmındaki istinat duvarı inşasının, davanın dayanağı olan 15/07/2008 tarihli olay yeri tespit tutanağı ile ekindeki krokide yer almayıp sonradan yapıldığının belirlendiği, mahkemece, 10/03/2009 tarihli iddianamede açıklanan eylemleri nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, keşifte tespit edilen yeni inşai müdahaleler yönünden ise Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği;
Sözü edilen suç duyurusu sonrası başlatılan soruşturma neticesinde, 14/12/2010 tarihli iddianame ile sanık hakkında, kolon şeklinde duvar yaptığı ve temel duvarlarının doğu kısmında bulunan alana istinat duvarı inşa ettiği iddiasıyla inceleme konusu davanın açıldığı, sanığın kovuşturma aşamasında verdiği ifadede, olay yerindeki taş duvar zemini kendisinin yaptığını, ancak, bunu bir seferde inşa edip sonradan herhangi bir ekleme yapmadığını beyan ettiği, tanık A.. Ç..’ın da, temel taş duvarların sanık tarafından yapıldığını, anılan duvarların yanındaki istinat duvarını ise kendisinin inşa ettiğini söylediği, mahkemece dava konusu eylemin, 2009/27 Esas sayılı dosyadakinden farklı bir eylem olduğu kabul edilerek sanığın mahkumiyetine, tanık A.. Ç.. hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği;
Bununla birlikte, sanığın iki farklı suç işlediğinden söz edilebilmesi için ikinci eylemin, sanık hakkındaki ilk iddianamenin düzenlendiği 10/03/2009 tarihinden sonra gerçekleştirilmesi gerektiği, başka bir deyişle, hukuki kesinti meydana gelmeden yapılan tüm eylemlerin tek suç oluşturacağı, bu durumda, ilk iddianame tarihine kadar yapılıp farklı zamanlarda düzenlenen tutanaklar ile tespit edilen fiillerin 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesini gündeme getireceği, somut olayda, 15/07/2008 tarihli olay yeri tespit tutanağı ve ekindeki krokide yer almayan bir kısım müdahalelerin, 14/06/2010 tarihinde icra edilen keşif sırasında tespit edildiği, 2009/27 Esas sayılı dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporlarında, sonradan yapılan kolon ve istinat duvarı imalatlarının yapım tarihlerine, özellikle de 10/03/2009 iddianame tarihi öncesinde yapılıp yapılmadığına ilişkin bir açıklık bulunmadığı anlaşılmakla;
Suça konu istinat duvarının kendisi tarafından yapıldığını beyan eden tanık A.. Ç.. hakkındaki suç duyurusunun akıbeti beklenerek, dava açılması halinde incelenen dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi, olay yerinde sanık ile A.. Ç.. da refakate alınmak suretiyle yeniden keşif yapılması, Çamlıhemşin Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/27 Esas sayılı dosyası ile incelenen dosyanın konusunu oluşturan müdahalelerin ve sanık ile tanık A.. Ç..’ın kendileri tarafından yapıldığını beyan ettikleri imalatların ayrı ayrı tespit edilerek krokilendirilmesi, bunların yapılış zamanlarının, özellikle de sanığın gerçekleştirdiği inşai müdahalelerin, hukuki kesintinin meydana geldiği 10/03/2009 tarihinden önce mi sonra mı yapıldığının belirlenmesi, böylece maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.