Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/8454 E. 2014/9576 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8454
KARAR NO : 2014/9576
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2011/333910
Mahkemesi : Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/06/2011
Numarası : 2009/514 – 2011/206
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü :
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın olayda kusuru bulunmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
11.06.2007 günü gece saat 21:15 sıralarında, sanığın yönetimindeki otomobil ile, yağmurlu havada, Konya şehir merkezinde, meskun mahalde, kentin merkezi bölgelerden olan A.. Tepesi civarı, Atatürk Caddesi üzerinde seyri sırasında, o bölgede asayiş görevi yapan 4.. kod no’lu polis ekibi tarafından gece olmasına rağmen ışıklarının yanmaması nedeniyle sellektör yapılarak ve korna çalınarak uyarıldığı, uyarılara uymayan sanığın caddenin Alaattin Bulvarı’na bağlandığı 350 m ilerdeki ışıklı kavşakta kırmızı ışıkta sol tarafta geçiş için bekleyen iki bayanın çantalarına yönelik kap kaç yapmak ister şekilde ani bir manevrayla yaklaştığı, ancak hemen arkasındaki polis ekip aracını fark edince hızla kaçmaya başladığı, polis ekibin de, ekip aracının tepe lambasını açıp megafonla aracını sağa çekmesi yönünde ikazda bulunarak sanığı takibe başladıkları, sanığın durmayıp kaçarak Alaattin Bulvarı’nda ilerleyip ilerdeki ışıklı kavşakta kırmızı ışık ihlali yaparak kaçmaya devam etmesi ve araya kavşağın diğer yönünden gelen bir otobüsün girmesiyle sanığı gözden kaybetmeleri üzerine polis ekibinin sanığın aracının plakası ve diğer özelliklerini telsizle merkeze bildirdiği, telsiz anonsunu duyan ve yine A.. Tepesi civarında görevli olan 4.. kod no’lu diğer polis ekibinin devriye faaliyeti sırasında A.. Bulvarına açılan İnce Minareli Medrese arkasındaki sokağın içinde merkezden anons edilen sözkonusu otomobili görüp yanına gelmeleri üzerine sanığın otosuyla ani bir kalkış yaparak Zindankale denilen bölgenin ara sokaklarına doğru süratle kaçarak tekrar izini kaybettirdiği bu ekibin de sanığın kaçış bölgesini merkeze telsizle bildirerek bekleme noktasına geri döndüğü, beş dakika kadar sonra sanığın aracıyla kaçtığı bölge yakınındaki tek yönlü S.. C.. Caddesinde kural ihlali yapıp ters yönde ilerleyerek A..l P.. Caddesine gelip, sanığı araştırırken bu caddeye gelmiş olan 4888 kod no’lu ilk polis ekibinin önünden geçmesi üzerine, aracı fark eden ekibin tekrar sanığı sıcak takibe başlayarak durumu da merkeze bildirdiği, megafonla durması yolunda yapılan tüm ikazlara rağmen yolun sonundaki ışıklı kavşakta yine ışık ihlali yaparak sağdaki V.. Caddesine dönen ve aşırı hızla kaçışına devam eden sanığın hiçbir trafik kuralına uymayarak ve caddenin sonundaki kavşakta da kırmızı ışık ihlali yaparak ekiple arasını açtığı ve yoluna devam ettiği, yolun sonundaki U.. Caddesiyle kesişen ışıklı kavşağa da ışık ihlali yaparak girmesi nedeniyle sağından kavşağa giren Kemal İnceyol adlı şahsın aracına çarpıp şahsın yaralanmasına ve aracında maddi hasara sebep olarak savrulan aracıyla bölünmüş yolun ortasındaki tramvay hattına girdiği, takipteki ekibin bu arada yetişerek aracın yanına yaya olarak yaklaştıkları sırada sanığın otosunu tekrar hareket ettirerek kavşağa geri gelip bölünmüş yol olan U.. Caddesine ters yönden girerek yolun sonundaki Ankara Caddesine kadar olan 570 metrelik mesafenin yarıdan fazlasını ters yönde giderek sonrasında doğru yöne girdiği ve bu yolun ilerdeki bölünmüş yol statüsündeki Ankara Caddesiyle birleştiği Beşyol kavşağına geldiğinde yine kırmızı ışığı ve sola dönüş yasağını ihlal ederek sola dönüp Ankara Caddesine girdiği, onu takip eden polis ekibinin, baştan sona kadar süren devamlı trafik kural ihlalleri, yağışlı hava ve yoğun araç trafiği nedeniyle sanığın aracını tekrar gözden kaybettikleri ve 1 km kadar ilerdeki Emniyet Müdürlüğü ışıklı kavşağına kadar gelip sağa girerek takibi bıraktıkları,
Bu arada bu kavşağı da ışık ihlaliyle geçerek bölünmüş, 8,8 metre genişliğindeki, 3 şeritli, zemini ıslak Ankara Caddesi üzerinde, ilerdeki Belh kavşağına doğru yine aşırı hızla ilerlemekte olan ve olaydan 8,5 saat sonraki ölçümde 0,69 (olay anında ortalama 1,96 ) promil alkollü olduğu belirlenen sanığın, olay yeri olan üç yönlü T kavşak mahalline saat 21:30 sıralarında geldiği ve hızı, alkollü oluşunun tesiri, ıslak ve kaygan zemin ve aracının 2 km önce bir başka araca çarpmış olması nedenleriyle ön ilerisinde aynı yönde seyreden ölen sürücü Y.. K.. yönetimindeki otomobile arkadan ve akabinde tanık R.. N.. yönetimindeki otoya da sağ yandan çarpmasıyla, çarpılan araçların savrulup yolun sağındaki kaldırımda bulunan ağaçlara ve duvara çarpmaları sonucu, ilk çarptığı oto sürücüsü Y.. K..’nın ölümüne ve aynı araçtaki ölenin eşi olan katılanın 1. derece kot kemik kırığı ile yaralanmasına neden olduğu ve aracını yol üzerinde terk edip yaya olarak kaçtığı, daha sonra Doğan Ataman adlı şahsı menfaat vaadiyle ikna ederek, gece saat 04.30 sıralarında Emniyet Asayiş Şube Müdürlüğüne olay anında kaza yapan aracı kendisinin kullandığını söyleyerek aracı alması için göndermesi üzerine bu şahsın alınan şifahi beyanındaki çelişkiler nedeniyle sorgulandığında, kendisini sanığın ticari taksiyle emniyete kadar getirip yönlendirdiğini söyleyerek sanığın bulunduğu yeri bildirmesi üzerine belirtilen adrese yapılan baskın ile yakalanması sonrası 12/6/2007 saat 05.50 civarında yapılan ölçümde 0,69 promil alkollü olduğunun tesbit edildiği olayda ,
1-Sanığın olay öncesi, büyükşehir statüsündeki bir şehrin en merkezi caddelerinde -bilirkişi tesbitine göre toplamda- 5 kilometreden fazla bir yolu, sürekli vahim trafik kural ihlalleriyle ve yüksek düzeyde alkollü ve aşırı hızlı şekilde kat etmek suretiyle trafikteki kişi ve araçların güvenliğini ağır şekilde ihlal ederek geldiği olay mahallinde, tam kusurlu şekilde ölenin ve katılanın aracına arkadan çarpmak suretiyle bir kişinin ölümüne ve araçtaki diğer kişinin de kemik kırığına yol açar şekilde yaralanmasına neden olduğunun anlaşılması karşısında; suçun yukarıda özetlenen işleniş şeklinin vehameti, sanığın tam kusurlu oluşu ve oluşan zararın ağırlığı dikkate alınarak, TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler de gözetilerek hak ve nasafet kurallarına göre, sanık hakkında temel ceza belirlenirken alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerekirken alt hadden çok az uzaklaşılarak hüküm kurulması,
2-Sanığın bilinçli taksir kabul edilen eylemlerinin sayısı, sürekliliği ve ağırlığı ve sanığın alkol düzeyi gözetilerek, TCK’nın 22/3. maddesi gereğince yapılan arttırımının en üst sınırdan yapılması gerekirken alt sınırdan arttırım yapılması,
3-Sanığın yukarda anlatılan olay öncesi davranışları, olay sonrası çarptığı araçlardaki kişilerle ilgilenmek yerine olay yerinden kaçması, emniyet birimlerine olayı üstlenmesi için bir başka kişiyi yönlendirerek delilleri karartmaya çalışması, olay sonrası saklandığı eve yapılan baskın sırasında da evdeki diğer kişilerle birlikte polise direnmeleri ve zor kullanılarak ancak yakalanabilmiş olması ve yargılama aşamasında da ölüme neden olduğu olayda tüm sorumluluğun çarptığı araç sürücülerinde olduğu yolundaki -gerçek bir pişmanlık içermediği görülen- savunması karşısında, takdirde hataya düşülerek sanık hakkında hükmedilen cezadan TCK’nın 62. maddesiyle indirim yapılması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/4/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.