Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/8318 E. 2014/14982 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8318
KARAR NO : 2014/14982
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

Tebliğname no : 3 – 2012/44238
Mahkemesi : Seydişehir Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 17/11/2011
Numarası : 2010/49- 2011/327
Suç : Kasten yaralama, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanık M. U..’ın beraatine ve kasten yaralama suçundan katılan-sanık A.. D..’nin mahkumiyetine ilişkin hükümler mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan-sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farlılıkları da elimine edebilecek şekilde 1.00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;incelenen dosyada alkol muayenesi yaptırmaya direnen sanık M.. U.. hakkında düzenlenen 23.12.2009 tarihli adli tıp raporuna göre dışa yansıyan hareketlerine göre aşırı alkollü olduğunun rapor edildiği bu şekilde araç kullandığı tespit edilen sanığın, atılı suçtan mahkümiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi,
2-Alkollü vaziyette araç kullanan sanık M.. U..’ın aracı ile katılan sanık A.. D..’nin aracının çarpıştığı olayda yaşanan kavga olayı neticesinde sanık A.. D..’nin elindeki bıçakla diğer sanığı elinden yaraladığı anlaşılmakla sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulurken kaza yerinde olayın sanık M.. U..’ın katılan-sanık A.. D..’nin park halindeki aracına çarparak zarar vermesinden kaynaklandığı gözetilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılmaması,
Kanuna aykırı olup, katılan-sanık müdafinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.