Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/8258 E. 2014/4319 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8258
KARAR NO : 2014/4319
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2011/392422
Mahkemesi : Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/09/2011
Numarası : 2007/139 – 2011/225
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık Z.. A.. müdafii ve sanık A.. A.. müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık Z.. A.. müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 318. ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesi gereğince talebin reddine karar verilerek yapılan incelemede;
1- Sanık A.. A..’ın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
UYAP’tan 22.01.2014 tarihinde alınan nüfus kayıt örneğine göre; sanığın hükümden sonra 22/02/2013 tarihinde öldüğü anlaşıldığından hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
2- Sanık Z.. A..’ın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Olay tarihinde, Zeytinburnu ilçesi modabağ sokaktaki, 6 katlı çöken bina için 16.05.1986 tarihinde müteahhit A.. A.. ile Teknik Uygulama Sorumlusu olan sanık Z.. A.. adına yapı ruhsat izni verildiği ve 1987 yılından itibaren oturulmaya başlanıldığı, sözkonusu binanın 2. derece deprem bölgesine göre projelendirildiği ve yürürlükte olan 1975 tarihli deprem yönetmeliği kapsamı içinde yapıldığı, sanığın çizdiği projede dükkan olarak belirlenen bölümde bilgisi dahilinde olmadan fırın yapıldığı, herhangi bir ısı yalıtım sistemi yapılmaksızın, 1989 yılından 1999 yılına kadar binanın bodrum ve zemin katının ekmek fırını olarak işletildiği, 17 Ağustos 1999 depreminden sonra 21.08.1999 tarihinde Zeytinburnu Belediyesi tarafından yapılan tespitlerde hasarlı görülerek mühürlendiği ve tahliye edildiği, ancak bir ay sonra Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğünce hasarsız binalar arasında gösterilmesi üzerine tekrar oturulmaya başlanıldığı, İstanbul Belediye Başkanlığı’nın 23.11.1999 tarihli “apartman sakinlerine” başlıklı resmi yazısı ile oturanların binayı güçlendirmesi ve bunun yasa gereği olduğu, aksi takdirde oturmalarının riskli olacağının apartman sakinlerine bildirildiği, 1999 depreminden sonra maliklerin Belediye Başkanlığının uyarı yazısına rağmen anılan binada oturmaya devam ettikleri ve ayrıca kat maliklerince teras kata 20 cm kalınlığında beton atıldığı, kömürlük ve çatı yapıldığı böylece hasarlı binaya yeni bir yük yükledikleri ve binanın 21.02.2007 tarihinde bu aşamalardan sonra çöktüğü, çökme sonucu 3 kişinin ölümü ve 21 kişinin yaralandığı olayda; Binanın olay tarihinde çökmesi üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 28.02.2007 tarihli yazısında, üniversite öğretim üyeleri tarafından binanın deprem performans puanı tespitinin yaptırıldığı ve binanın 37 puanla riskli binalar sınıfına dahil edildiği, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi kurulu teknik raporunda her ne kadar binanın 1975 deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılmadığı, beton basınç mukavemetinin düşük olduğu ve yönetmeliğe aykırı birçok hususun tespit edildiği hususlarına değinilmiş ise de; sözkonusu binanın büyük deprem sonrası hasarlı olarak ayakta kaldığı, hasarlı binalar sınıfına dahil edildiği, binada güçlendirme yapılmasının zaruri olduğu ve belirtilen hususun apartman sakinlerine bildirilmesi karşısında; 21.02.2007 tarihinde binanın çökmesi olayında, binanın yapım aşamasında sanığa yükletilecek kusurlar açısından illiyet bağının 17 Ağustos 1999 depremi ile kesildiği, sanığın binayı yapıp teslim ettiği ve 20 yıl boyunca bina ile ilgisinin olmadığı, binada oturanların tüm uyarılara rağmen binayı güçlendirmeden oturmaya devam etmeleri ve çatı katına beton atarak fazla yük bindirmeleri hususları dikkate alındığında; binanın çökmesi şeklinde gerçekleşen netice ile teknik uygulama sorumlusu olan sanığın hareketleri arasında nedensellik (illiyet) bağının mevcut olmadığı ve ayrıca meydana gelen neticenin objektif olarak sanığa yüklenebilir olmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince sanık A.. A.. hakkında oybirliğiyle, sanık Z.. A.. hakkında ise oyçokluğu ile BOZULMASINA, 20.02.2014 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY YAZISI:
Sözkonusu binanın bulunduğu yer, İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi olup, 2. Derece deprem bölgesidir. Proje ve inşaat sorumlusu olan sanık, 1987 yılında iskan izni verilen binayı, o tarihte yürürlükte bulunan 1975 tarihli deprem yönetmeliğine uygun olarak projelendirmiştir. Ancak; soruşturma aşamasında teknik bilirkişi kurulunun, çöken binadan kolon, kiriş ve karot örnekleri alarak yaptığı incelemede; binanın, projeye rağmen beton basınç mukavemetinin deprem yönetmeliğine göre B 160 vasfında olması gerekirken, 48-132 kğ/cm2 ile son derece düşük olduğu, kolon kiriş ve etriye aralıklarının biribirine bağlanmadığı, binanın geometrik merkezi ile ağırlık merkezinin farklı olduğu, düşey-yatay yük hesaplarının yönetmeliğe aykırı olarak yapıldığı, döşeme kalınlığının yürürlükteki deprem yönetmeliğine göre 15 cm olması gerekirken 12 cm olduğu, bağlantı kirişlerinin etriye aralıklarının 20 cm.’yi geçmemesi gerekirken, çöken binada 25-35 cm olarak tespit edildiği hususlarına değinerek; binanın yapı sahibi ve teknik proje sorumlusu olan sanıkların birinci derecede kusurlu oldukları yönündeki rapor ile kovuşturma aşamasında alınan 16.06.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da aynı tespitlerin yapılarak sanık Z.. A..’ın 2/8 oranında kusurlu olduğu yönündeki raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla;Binanın yapım aşamasında sanık tarafından gerçekleştirilen tüm bu olumsuzluklara rağmen, 1999 depreminde hasarlı olarak ayakta kalmasında, ikinci derece deprem bölgesi kuşağında yer almasının etken olduğu, depremden sonra oturanlar tarafından binanın teras katına 20 cm. kalınlığında beton şap atılmasının ve binanın zemin katına 1989 yılında fırın yapılmasının, sağlam yapılmış bir binada çökme nedeni olamayacağı, sanık tarafından malzemelerin yeterli kullanılması ve 1975 deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılması halinde, Zeytinburnu ilçesinde 1999 depreminde hiç hasar görmeden ayakta kalan diğer eski binalardan biri olabilecek iken; sanığa 1999 depremi ve depremden sonra bina sakinleri tarafından binaya eklenen yüklerin, sanığın binanın yapım aşamasındaki eylemi ile olay arasındaki illiyet bağını kestiğinden bahisle kusur izafe edilmemesine ve 3 kişinin öldüğü 21 kişinin yaralandığı olayda, beraat kararı verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne muhalifim.
(Muhalif Üye)