Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/8204 E. 2014/10504 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8204
KARAR NO : 2014/10504
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/30814
Mahkemesi : Ondokuzmayıs (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 02/11/2011
Numarası : 2011/88 – 2011/95
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihinde, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun 21/04/1994 gün 1907 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen, daha sonra sınırları Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun 05/10/1999 gün 3468-3475 sayılı kararı ile yeniden belirlenen, en son olarak S.. B.. Kurulu’nun 04/04/2003 gün 610-617 sayılı kararları ile sınırları yeniden belirlenerek 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen Samsun İli, O..s İlçesi, Yörükler Beldesi, G.. Mahallesi, M.. Yatak Mevki, … parsel sayılı taşınmaz üzerine, sanığın, ahşap yapıda baraka inşa ettiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, tespit tarihi itibariyle kısmen yanmış ve en kalın direği 20 cm çapında olan barakanın, direkleri arasına çalı çırpı konulmak suretiyle imal edildiğinin anlaşılması karşısında, bahse konu yapının 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında sit alanına inşai veya fiziki müdahale olarak nitelendirilemeyeceği, kaldı ki, sanığın kendisine ait olan barakanın yanması üzerine, Ondokuzmayıs İlçe Jandarma Komutanlığı’na müracaat etmesi ile sit alanına baraka yaptığının anlaşılıp, hakkında soruşturma açılması hususu dikkate alındığında, suça konu yerin sit alanı olduğunu bilmediğine ilişkin beyanına itibar edilmesi gerektiği, bu kapsamda atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, mahkumiyetine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Sanığın mükerrir sayılmasına ilişkin hüküm fıkrasında, CMK’nın 232/6 maddesine aykırı olarak uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca sanık hakkında “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde, cezanın infazından sonra bir yıl denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, sadece kendi alt soyu açısından koşullu salıverme süresine kadar uygulanabileceği, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 30/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.