YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/812
KARAR NO : 2014/3130
KARAR TARİHİ : 11.02.2014
Tebliğname no : 12 – 2011/354459
Mahkemesi : Didim (Yenihisar) 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/05/2011
Numarası : 2010/350 – 2011/330
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında açılan davanın reddine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanığın sit alanı ilan edilen bölgede yaşadığının gerek beyanı, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, kaldı ki, bitki örtüsü tahrip edilen taşınmazın maliye hazinesi adına kayıtlı olması nedeniyle eylemin hukuka uygun bir zeminde icra edilmediği ve eylemin izne bağlanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kuruldan izin alınması mümkün olmayan dava konusu taşınmazın bitki örtüsünü tahrip ederek fiziki müdahalede bulunduğu, üzerine atılı suçu işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla;
Sanığın, D..İlçesi, A.Köyü’ndeki Maliye Hazinesi adına kayıtlı 2.662.230 m2 alana sahip .. parselin, .. m2lik kısmında izinsiz zemin temizliği yaparak 105 adet zeytin ağacı diktiği, bu durumun A. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne hitaben çevre mühendisi ve arkeolog tarafından düzenlenmiş 14.05.2010 tarihli rapor ile tespit edildiği, sanığın fiziki müdahalede bulunduğu A.. köyünün içinde bulunduğu D.. Yarımadası, M.. Deltası’nın İ. II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 14.12.1994 tarih ve 4448 sayılı kararı ile 1.derece doğal sit alanı ilan edildiği,
yine Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 05.11.1999 tarih ve 659 sayılı ilke kararında belirtildiği üzere doğal sit alanlarında çalı temizliği ve ağaçlandırmanın izne tabi olduğu belirlendiğinden sanığın eylemi ile atılı suçu işlediği, her ne kadar sanık hakkında aynı parsele 2006 yılının Aralık ayında izinsiz zeytin ağacı dikmesi nedeni ile dava açılması ve Didim 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/458 Esas, 2008/638 Karar sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verilmesi nedeni ile sanık hakkında açılan davanın, mükerrir olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamında örneği bulunan 14.04.2008 tarihli iddianameden, sanığın 2006 yılı Aralık ayı içerisinde gerçekleştirdiği fiziki müdahalenin 2500 m2 alanı kapladığı, buna karşın temyiz incelemesine konu 14.05.2010 tarihinde gerçekleştirdiği fiziki müdahaleye ilişkin, olay yerinde yapılan keşif sonrası alınan fen ve zirai bilirkişilerin raporlarından, sanığın 1145 sayılı parsel üzerinde 3871,50 m2 alanda çalı ve maki temizliği yapıldığı ve 105 adet zeytin ağacının dikili olduğu, böylece sanığın 2008/458 Esas, 2008/638 Karar sayılı dosyasına konu fiziki müdahale alanı ile temyiz incelemesine konu fiziki müdahale alanında bariz farklılığın bulunduğu anlaşılmakla, mahallinde fen bilirkişinin katılımı ile yeniden keşfin yapılması ve sanığın mahkum olduğu 2008/458 Esas, 2008/638 Karar sayılı dosyada bulunan fen bilirkişi raporunda belirtilen fiziki müdahale alanı ile mevcut kullanım alanının karşılaştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile sanık hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.