Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/7937 E. 2013/12291 K. 02.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7937
KARAR NO : 2013/12291
KARAR TARİHİ : 02.05.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Talebi
Hüküm : 245.54 TL maddi ve 1.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine

Davacının tazminat talebinin kısmen kabülüne ilişkin hüküm, davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacı vekili, davacının tutuklu kaldığı 46 gün için 4500 lira maddi ve 5000 lira manevi tazminat talebinde bulunmuş, davacının, pvc imalatı işi ile uğraştığı, aylık gelirinin 3000 lira olduğu belirtilerek maddi tazminatın buna göre hesaplanması talep edilmiş, mahkemece; davacının vergi levhasındaki vergi beyanı esas alınıp tutuklu kalınan 46 gün için 245.64 TL maddi tazminata hükmedilmiş olup;
Koruma tedbirleri nedeniyle zarar görenlere tazminat verilmesini öngören 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesi, kişilerin uğradığı maddi ve manevi zararlarının Devlet tarafından karşılanacağını öngörmüş yerleşmiş uygulamalarda da; koruma tedbirleri nedeniyle maddi tazminat hesabında davacıların gerçek zararı tespit edilmeye çalışılmakta, bunun mümkün olmaması halinde ise kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayacak, insanca yaşamasına olanak tanıyan en düşük net asgari ücretin tamamı üzerinden belirlenecek miktarın maddi tazminat olarak hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 45 gün süreyle tutuklu kalan davacı hakkında hükmedilen manevi tazminatın bu ölçülere uymayıp az tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, davalı ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02/05/2013 tarihinde hükmün manevi tazminata ilişkin kısmı yönünden oybirliğiyle, maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Davacı vekili; dava dilekçesinde davacının “kasten öldürme ve mala zarar verme” suçları nedeniyle 12/04/2011 ile 27/05/2011 tarihleri arasında 46 gün süreyle tutuklu kaldığını ve haksız tutuklama nedeniyle 4500 TL maddi, 5000 TL manevi tazminatın ödenmesi talebinde bulunmuş, yargılama sonucunda mahkemece PVC imalatı ile uğraşan davacının gelir kaybının hesaplanmasında davacıya ait vergi kayıtları esas alınıp resmi kayıtlara itibar edilmek suretiyle maddi kaybının tespiti yoluna gidilmiştir.
Dairemizin yerleşmiş kararlarında; maddi tazminat talebinde bulunan davacıların maddi kayıplarının tespitinde herhangi bir belge sunulmaması halinde net asgari ücretin esas alınması suretiyle hesaplama yoluna gidilmesi istikrar kazanmış ise de; mevcut dosya ele alındığında davacı yargılama sırasında tutuklandığı tarihte ve halen PVC işiyle uğraştığını, dükkanın kendisine ait olduğunu ve geçimini bu şekilde sağladığını açıkça belirtmiş, mahkemece davacının bağlı olduğu Siverek Vergi Dairesinden yapılan araştırmada davacının 2010 yılı Vergi matrahı, vergisi ve geliri tespit edilmiş bilirkişi tarafından düzenlenen 11/10/2011 havale tarihli raporda resmi kayıtlara göre belirlenen gelir esas alınarak davacı hakkında 245,64 TL gelir kaybı tespit edilip maddi tazminat olarak bu miktara hükmedilmiştir.
Davacının çalıştığını belgeleyememesi halinde Dairemizin istikrar kazanan uygulamalarına göre, tutuklu kaldığı süre içinde geçerli olan net asgari ücret esas alınıp maddi tazminatın belirlenmesi gerekecekti. Oysa davacı kendi iradesiyle Vergi Dairesine geliri konusunda beyanda bulunmuş olup mahkemece bu beyanın esas alınmasında bir isabetsizlik görülmediğinden hükmün maddi tazminata ilişkin kısmının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyoruz.