YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7835
KARAR NO : 2013/7723
KARAR TARİHİ : 27.03.2013
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dairemizce verilen 11.12.2012 gün ve 2012/27319 Esas, 2012/26904 Karar sayılı karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanık müdafinin yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olmadığı gerekçesiyle reddine dair Ümraniye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.06.2012 gün, 2005/905 Esas ve 2007/339 Karar sayılı ek kararına karşı sanık müdafii tarafından yapılan itiraz üzerine, itiraz mercii Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesince 21.06.2012 tarih ve 2012/997 değişik iş no.lu kararla kesin olmak üzere verilen itirazın reddine ilişkin kararın temyiz incelemesinden geçmemiş kesin nitelikteki bir ceza mahkemesi kararı olması nedeniyle kanun yararına bozma kanunyoluna konu teşkil edebilecek bir karar olduğu, kanun yararına bozma talebini esastan karara bağlaması gereken Dairenin, hatalı değerlendirmeyle başvurunun reddine karar vermesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz edilmekle, 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesine 02.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca itiraz konusu değerlendirildi;
İncelenen dosyada, taksirle öldürme suçundan sanık Abdülkadir Aygün’ün, Ümraniye 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29.05.2007 gün, 2005/905 Esas ve 2007/339 Karar sayılı kararıyla suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olduğu kabul edilen 765 sayılı mülga TCK’nın 455/1-son, 59/2, 2918 S.K.’nın 118/5 ve 647 S.K.’nın 4/1. maddelerinin tatbiki suretiyle neticeten 2 yıl 1 ay hapis ve 280 TL adli para cezası ile cezalandırılarak sürücü belgesinin ceza süresince geri alınmasına karar verildiği, hükmün katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizce verilen 11.10.2011 gün, 2011/1257 Esas ve 2011/2716 Karar sayılı ilamla katılan vekilinin temyiz isteminin süreaşımından reddine, sanık müdafiinin temyizi yönünden yapılan incelemede ise hükmün onamasına karar verilerek aynı tarihte kesinleştiği, sanık müdafiinin 03.04.2012 ve sanığın 24.05.2012 tarihli dilekçelerle, kazanın gerçekleştiği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nün 16.05.2012 tarihli yazısına göre 6 metre genişliğinde olan yolun keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda 10 metre olarak kabulüyle değerlendirme yapıldığını belirterek yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurdukları, mahkemenin 06.06.2012 tarihli kararla, söz konusu itirazların daha önce değerlendirildiği ve hükmün daire incelemesinden geçerken göz önünde bulundurulduğunu, hükmün esasını etkileyecek bir hususun inceleme dışı bırakılmadığını gerekçe göstererek yargılamanın yenilenmesi talebini kabule şayan bulmayarak reddettiği, sanık müdafiinin bu karara karşı 14.06.2012 tarihinde itiraz ettiği, itiraz mercii Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.06.2012 tarih ve 2012/997 Değişk iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verdiği, sanık müdafinin karara karşı 09.07.2012 tarihinde, kanun yararına bozma yoluna başvurulması için talepte bulunduğu, Adalet Bakanlığı’nın 07.09.2012 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılan yazısı ile kanun yararına bozma yoluna başvurduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın kabulü yerine reddine karar vermesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek evrakı Dairemize gönderdiği,
Dairemizce yapılan inceleme sonunda 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm ve kararlarda maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklar bulunması halinde kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulabileceği, kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün ise Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından kanun yararına bozma isteğinin yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği görülmekle,
Gereği düşünüldü:
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- 11.12.2012 gün ve 2012/27319 Esas ve 2012/26904 Karar sayılı RED kararının KALDIRILMASINA,
3- Olay günü gece saat 19:00 sularında idaresindeki kamyonetle orta refüjle bölünmüş, tek yönlü, yüzeyi karlı, asfalt kaplama, % 3 çıkış eğimli yolda seyir halindeyken beyanına göre, arkasından gelen sürücünün selektör yaparak yol istemesi üzerine yolun sağına geçtiği esnada, kaldırımın karlı olması ve yürünemeyecek durumda bulunması nedeniyle arkadaşlarıyla birlikte yol içerisinde yürüyen 15 yaş içerisindeki ölene çarpan sanığın, olayda asli kusurlu olduğu, yol genişliğinin bilirkişi raporlarında 10 metre olarak değerlendirilmesinin, manevra kabiliyetini artırması itibariyle sanığın aleyhine değil, bilakis lehine bir durum yarattığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nün 16.05.2012 tarihli yazısına göre yol genişliğinin 6 metre olarak belirtilmesinin CMK’nın 311. maddesi anlamında yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yeni bir olay veya delil niteliğinde olmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında da belirtildiği üzere yeni olay veya delilin, “Yargı merciine sunulmamış, onun bilgisi dışında kalmış olay ve deliller” olduğu, mahkemece olay mahallinde yapılan keşifte yol genişliğinin gözlenerek değerlendirmenin buna göre yapıldığı, kaldı ki bilirkişi raporlarındaki değerlendirmenin hatalı olduğu kabul edilse dahi, salt bu nedenle sanığın kusursuz olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığı ve bu hususun sanık hakkında uygulanacak kanun hükmünü değiştirmeyeceği, CMK’nın 315. maddesi uyarınca, Kanunun aynı maddesinde yer almış sınır içinde olmak üzere cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesinin kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle itiraz mercii Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddine ilişkin 21.06.2012 gün ve 2012/997 değişik iş sayılı kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği yerinde görülmediğinden istemin REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.