Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/7765 E. 2014/3758 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7765
KARAR NO : 2014/3758
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/11197
Mahkemesi : İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/10/2011
Numarası : 2010/66-2011/569
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 22.01.2010 tarih, 2010/1392 esas sayılı iddianamesi ile açılan ve Kadıköy 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2010 tarih, 2010/249 esas sayılı kararıyla temyize konu dava dosyasıyla birleştirilen özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilerin huzur ve sükunu bozma, kişisel verilerin kaydedilmesi ve hakaret suçlarından karar verilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içinde mahkemece bir karar verilmesi mümkün görülmekle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Oluşa ve dosya kapsamına göre; mankenlik mesleğini icra etmesi ve 2009 yılında yapılan bir güzellik yarışmasında ikinci olmasından dolayı kamuoyu tarafından tanınan, özellikle magazin basını tarafından zaman zaman haberleri yapılan katılan S.ile onunla aynı mesleği icra eden tanık E. facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde birbirlerini arkadaş olarak ekledikleri, tanık E. üniversite öğrencisi olan sanık S.. ile aynı evi paylaştığı 2009 yılı Haziran ayında, facebook oturumunu açık bırakmasından faydalanan sanık S.., tanık E.. habersiz, onun arkadaş listesinde yer alan katılan S.. sayfasına girip, katılana ait 20 adet fotoğrafı, kendi elektronik posta hesabına gönderdikten sonra, aynı sitede, katılan adına ve onun bilgisi dışında oluşturduğu sahte profile, ele geçirdiği katılana ait fotoğrafları koymak suretiyle verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediği iddia ve kabulüne konu olayda,
Katılanın rızasına aykırı olarak ele geçirdiği fotoğraflarını, onun isim ve soy ismiyle birlikte, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanığın eyleminin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sübuta ilişkin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanık hakkında belirlenen tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın çarpılması işlemi sırasında, uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- Katılanın maddi bir zararının belirlenmediği olayda, yargılama sürecindeki davranışlarından dolayı takdiri indirim maddesi uygulanarak cezasında indirim yapılan, kişilik özellikleri olumlu değerlendirilerek, hükmedilen 10 ay hapis cezası adli para cezasına çevrilen sabıkasız sanık hakkında, 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle CMK’nın 231. maddesinin altıncı fıkrasına eklenen, “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” düzenlemesi de nazara alınıp, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı,
3- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.