Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/7385 E. 2014/6305 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7385
KARAR NO : 2014/6305
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/14172
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 27/10/2011
Numarası : 2010/653-2011/853
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın adli sicil kaydında bulunan Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/04/2010 tarih, 2009/607 Esas, 2010/228 Karar sayılı ilamın tekerrüre esas olup, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58/6 maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile tescilli 3. derece doğal sit alanı içerisindeki Maliye Hazinesi’ne ait taşınmaz üzerinde mevcut binanın yan tarafına, yaklaşık 30 metre kare ebadında eklenti yaptırdığı, sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği araştırılmamış ise de, aynı adreste daha önce gerçekleştirdiği inşai müdahale nedeniyle Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/607 Esas, 2010/228 Karar sayılı dosyası kapsamında yargılanarak mahkum edilen sanığın, bölgenin niteliğini bildiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu, kaldı ki, suça konu eklentinin Maliye Hazinesi’ne ait taşınmaz üzerine inşa edilmesi nedeniyle hukuka aykırı zeminde gerçekleştirilen eylem bakımından ilanın yapılmış olup olmamasının önem arz etmediği, diğer yandan, aynı yerde işlediği aynı tür suçtan yargılanıp cezalandırılmasına karar verildiği halde bölgedeki inşai müdahalesini sürdüren, kolluk kuvvetlerince yapı tespit tutanağı düzenlenmesinden sonra da eylemine devam ederek suça konu eklentiyi tamamlayan sanık hakkında asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayininin de isabetli olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sanığın sit alanına müdahalede bulunmadığına, suç kastı ile hareket etmediğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.