Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/7013 E. 2013/9992 K. 16.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7013
KARAR NO : 2013/9992
KARAR TARİHİ : 16.04.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 5237 sayılı TCK’nın 85/2, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-3-4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin, hukuki sonuçları bakımından, adli para cezası seçenek tedbirine göre, sanığın daha lehine olduğu ve öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği nazara alınmadan, “Sanığa adli para cezası verildiğinden” şeklinde yasal olmayan gerekçe ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına karar verildiği belirtilmiş ise de; sanık hakkında adli para cezasına çevrilmeden önce hükmolunan sonuç hapis cezasının süresinin iki yıldan fazla olması ve 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinin ilk cümlesinde yazılı “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.” düzenlemesi karşısında, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği anlaşıldığından, mahkeme gerekçesindeki isabetsizlik sonuca etkili görülmemiş, tebliğnamedeki, “Bozma öncesi yapılan yargılama sırasında 09.04.2007 tarihli oturumda sanık vekilinin katılanların tüm zararlarının tazmin edildiğini belirtmesi, sanığın Uyap kanalı ile alınan adli sicil kaydına göre de sanığın sabıkasız olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında CMK’nun 231.maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerekirken, ‘Sanığa adli adli para cezası verildiğinden CMK’nun 231. maddesi uyarınca kanuni zorunluluk gereğince hakkında hükmün açıklanmasının bırakılmasına yer olmadığına’ şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile anılan maddenin sanık hakkında uygulanmaması,” nedeniyle bozma öneren (2) numaralı görüşe iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafilerinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, kusur durumuna; katılanlar vekilinin tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olmasına ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saiki” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2- Sanık hakkında hükmolunan 6 yıl 3 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, tam gün sayısının 2370 olarak yanlış belirlenmesi neticesi sanığa 47.400,00 TL adli para cezası hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafileri ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 1. paragrafında yer alan “suç sebepleri ve saikleri,” ibaresinin hükümden çıkartılması, hükmün 4. paragrafında yer alan “2.370” ibarelerinin “2280”; “47.400,00” ibaresinin “45.600,00” olarak düzeltilmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.