Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/6564 E. 2013/11195 K. 24.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6564
KARAR NO : 2013/11195
KARAR TARİHİ : 24.04.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davanın reddi

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davacının dava dilekçesinin içeriğini açıkladığı 29.04.2010 tarihli dilekçesinde ve 15.09.2010 tarihinde talimatla alınan beyanında; haksız yere tutuklu kalması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu dosyanın incelenmesinde; davaya dayanak olan Kozan Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/248 Esas – 2001/87 Karar sayılı hükmün 13.03.2001 tarihinde davacının yokluğunda verildiği, hükmün kesinleştiğine dair şerhin ve kesinleşme şerhli karar suretinin davacıya tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının dosya içeriğinde dava tarihi itibariyle bulunmadığı görülse de, davacının 08.07.2009 tarihinde Kadirli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/48 Esas- 2007/82 Karar sayılı ceza dava dosyasında hakkında kesinleşen ve infazı yapılmakta olan 6 yıl hapis cezasından Kozan Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/248 Esas- 2001/87 Karar sayılı ceza dava dosyasında tutuklu kaldığı sürenin mahsubunu talep ettiği, bu talebinin reddedilmesi üzerine bu kez davacının 29.01.2010 tarihinde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, bu suretle davacının hakkında verilen beraat hükmünün kesinleştiğinden 08.07.2009 tarihi itibariyle haberdar olduğu, buna karşın davanın ise 29.01.2010 tarihinde açıldığı, bu nedenle tazminat davasının 466 sayılı Kanunda öngörülen 3 aylık sürede açılmadığının anlaşılması karşısında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” şeklinde düzenleme bulan dürüstlük kuralına aykırı olduğu da belirlenerek, davanın açıklanan bu nedenlerle süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın “karar kesinleşmeden açıldığı nedeniyle” reddine karar verilmesi, gerekçesi itibariyle hatalı sonucu itibariyle doğru kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre davacının temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme sonuç itibariyle uygun olarak ONANMASINA, 24.04.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.