Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/598 E. 2014/3518 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/598
KARAR NO : 2014/3518
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2011/369311
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27/06/2011
Numarası : 2011/2-2011/575
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescilli bölgede yer alan, 1/4 hisse ile maliki olduğu taşınmaz üzerine taş duvar inşa ettiği, sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği araştırılmamış ise de, 28/07/2010 tarihli yapı tespit tutanağının düzenlenmesinden sonra Beykoz Belediye Başkanlığı ekiplerince 02/08/2010 tarihinde yıkılarak kullanılamayacak hale getirilen duvarın, keşfin icra edildiği 27/04/2011 tarihi itibariyle 40 m uzunluğunda ve üzerine demir parmaklık ilaveli olduğunun gözlemlenmesi karşısında, sanığın iyi niyetle hareket ettiğinin kabul olunamayacağı değerlendirilerek, atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş olup;
Kolluk kuvvetlerince inşaat halinde iken tespit edilip, Beykoz Belediye Başkanlığı ekipleri tarafından yıkılan duvarı yeniden ve demir parmaklık ilavesi ile inşa eden, böylece, gerçekleştirdiği eylemden pişmanlık duymadığını ortaya koyan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme müessesesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın,
bölgenin sit alanı olduğuna dair kendisine bilgi verilmediğine, bilirkişi raporlarının yeterli ve inandırıcı olmadığına ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında tayin edilen temel adli para cezasının, zarar miktarı dikkate alınmak suretiyle asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, asgari had üzerinden tayin edilen hapis cezası ile orantısızlık oluşturacak şekilde teşditin derecesinde yanılgıya düşülerek, sanığa fazla adli para cezası tayini,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, anılan hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması kanuna aykırı,
3- Hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.