Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/5224 E. 2014/3309 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5224
KARAR NO : 2014/3309
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/84476
Mahkemesi : Alaplı Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 30/11/2011
Numarası : 2010/206 – 2011/339
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü :
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak;
1942 doğumlu katılanın, olay günü baş dönmesi şikayeti ile, oğlu olan tanık M.. C.. tarafından komşusunun arabasıyla getirildiği Alaplı Devlet Hastanesi Acil Servisinde, acil serviste görevli doktor tarafından yapılan muayenesi sonrası vertigo+HT tanısıyla acilde yazılan ve izotonik medifleks içine konulan nootropil, humulin, novalgin ile dramamin ihtiva eden iğnenin, acil serviste hemşire olarak çalışan sanık tarafından hastanenin acil servisinde katılana sol kalçasından enjekte edildikten hemen sonra, katılanın sol bacağında uyuşma ve yanma ve sol ayağının üzerine basamama halinin oluştuğu, devamında değişik hastanelerde gördüğü tedaviler sonrası sol ayağında enjeksiyona bağlı his kaybı ve nöropatik düşük ayak sendromunun gelişmesiyle, katılanın organ işlev zayıflaması oluşacak şekilde yaralanması şeklinde gelişen olayda, Yüksek Sağlık Şurasının “yapılan enjeksiyon sonrası gelişen nörelojik tablonun tedavinin beklenebilecek bir komplikasyonu olduğuna, sanıklara atfedilebilecek kusur bulunmadığına” ilişkin raporu hükme esas alınarak sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş ise de;
Yüksek Sağlık Şurası raporuna muhalif kalan doktorların “ kaşektik, gluetel kasları iyi gelişmemiş erişkinlerde gluteal intramuskulerenjeksiyon sonrası siyatik sinir yaralanmasının ortaya çıkma ihtimalinin yüksekliğinden dolayı, gluteal bölgenin enjeksiyon yeri olarak tercih edilmemesi gerektiği, kurala göre uygun noktadan yapılsa bile iğnenin boyunun ve özellikle yönünün de yaralanmada etkin olduğu ve bu nedenle sanığın olayda kusurlu görüldüğü ” yönündeki mütalaları, ve çoğunluk görüşünde “hastaya uygun pozisyon verilmeden enjeksiyon yapıldığı iddası doğru ise bunun hata olduğu, ancak bu iddianın gerçek olup olmadığının dosya içeriğinden anlaşılamadığı” nın belirtilmiş olması ve katılanın ve oğlu olup enjeksiyon sırasında da yanında bulunan tanık M.. C.. tarafından soruşturmanın başlangıcından bu yana değişmeyen ifadelerinden, sanık tarafından katılana, yoğun baş dönmesi nedeniyle acil servise getirilirken, oturtulduğu tekerlekli sandalyeden kalkıp sedyeye uzanamaması nedeniyle, oturduğu tekerlekli sandalyeden kaldırılmadan ve dolayısıyla uygun pozisyon verilmeden, sandalyenin yan tarafı indirilip katılanın öne doğru eğilmesi sağlanarak sol kalçadan (gluetal bölgeden) enjeksiyon yapıldığının anlaşılması karşısında, olayda uygun pozisyon vermeden hatalı enjeksiyon yaparak belirtilen yaralanmaya neden olduğunun kabulüyle atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek ve Yüksek Sağlık Şurası raporu yanlış yorumlanarak sanığın beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün bu sebepten dolayı isteme uygun olarak 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/2/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.