Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/5112 E. 2013/14126 K. 27.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5112
KARAR NO : 2013/14126
KARAR TARİHİ : 27.05.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Hüküm : 645,08 TL maddi, 1.100 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmün davacı vekiline 18.10.2011 tarihinde tefhim ile bildirildiği ancak davacı vekili hükmü süresinde temyiz etmemekle birlikte, davalı tarafın temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 gün içinde verdiği cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine uygun olarak katılma yoluyla temyiz isteğinde bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Tazminat davasının 10.05.2011 tarihinde açıldığı, davacı hakkındaki beraat hükmünün ise 18.05.2011 tarihinde kesinleştiği, mahkemece davanın reddine veya dilekçenin reddine karar verilmeden, davacının talebinin dayanağı olan ceza davası ile ilgili kararın kesinleştiği görülmüştür. Tazminat davasının hükmün kesinleşmesinden itibaren açılmasını öngören CMK’nın 142/1. maddesi, tazminat istemeye hak sahibi olan kimsenin soruşturma ve kovuşturmanın akıbetini ve kesin sonuca bağlanmasını takip ederek dava hakkını gecikmeden kullanması öngörülerek düzenlenmiştir. Dava açma süresi en fazla kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Kararın kesinleşmesinden önce açılan davalar bakımından CMK’nın 142/3. maddesi gereğince davanın en önemli dayanağını teşkil eden beraat hükmünün veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmediğinin anlaşılması durumunda mahkemece dilekçenin reddi kararı verilmektedir. İtirazı kabil bu karar sonrası davacı kararın kesinleşmesini bekleyip yeni bir dava açtığı takdirde derdest dava söz konusu olmayacağı gibi dosyamızda olduğu gibi dosyanın geçirdiği safahat sonrası kanunda öngörülen bütün süreler bakımından davacının dava hakkı da ortadan kalkmayacaktır. Dosya kapsamına göre, dava açıldığında henüz dava açma süresi başlamamış ise de, açılan tazminat davasının yargılaması sırasında, tazminat davasına konu kararın kesinleştiği ve şartın yargılama aşamasında gerçekleştiği anlaşıldığından, “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması”nı yargıya bir görev olarak yükleyen Anayasa’nın 141/son maddesi hükmü uyarınca yargılamaya devamla,
bir karar verilmesi nedeniyle tebliğnamenin 1.bendinde yer alan bozma düşüncesine ve bilirkişi Mustafa Teke’nin yemininin yaptırılmasına ilişkin 20.09.2011 tarihli bilirkişi yemin tutanağının mahkeme başkanı tarafından elektronik imza ile UYAP ortamında imzalanmış olması nedeniyle tebliğnamenin 2.bendinde yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tutuklanmadan önce taksicilik yapan davacının, tutuklandığı yıl olan 2007 yılı için yıllık 2.000,00-TL. kazandığına dair bildirimde bulunduğu, bu suretle yıllık kazancının asgari ücretin altında kaldığı gözetilip, hafta sonu tatili, dini ve milli bayramlar nedeni ile indirim yapılmadan tutuklu kaldığı 22 gün için net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılıp maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bilirkişinin, davacının belirttiği kazancı üzerinden yaptığı hesaplama sonucu bulunan maddi tazminat miktarına itibarla yazılı şekilde fazla maddi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu cihetin yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki maddi tazminatın 295,55 TL’ye indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün, isteme aykırı olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.05.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.