Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/5045 E. 2014/5781 K. 07.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5045
KARAR NO : 2014/5781
KARAR TARİHİ : 07.03.2014

Tebliğname no : 7 – 2011/91536
Mahkemesi : Datça Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 22/12/2010
Numarası : 2010/106-2010/187
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
28/04/2010 tarihli tespite ilişkin fotoğraflarda henüz inşaat aşamasında olan yapının 11/10/2010 tarihli keşif günü itibariyle bitirilmiş vaziyette olduğu, bu itibarla sanığın suç işleme kastının devam ettiği anlaşıldığından, tebliğnamede ertelemeye ilişkin bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir.
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 14/02/1996 tarih ve 5576 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı olarak tescilli bölgede bulunan taşınmazında izinsiz olarak iki katlı bina yaptığı iddiasıyla hakkında dava açıldığı, anılan Kurul kararının dosya kapsamında mevcut olduğu ancak mahallinde usulüne uygun vasıtalarla ilan edildiğine dair tutanakların mahkemece araştırılmadığı, taşınmaz kaydının incelenmesinde, bademlik vasfıyla kayıtlı taşınmazın sanık tarafından 26/09/2005 tarihinde satış yoluyla edinildiği, ancak sit alanı içerisinde bulunduğuna dair bir kaydın bulunmadığı ve sanığın, ruhsat için başvurduğunu ancak kendisine izin verilmediğini, temyiz dilekçesinde ise dava konusu yerin sit alanı olduğunu bilmediğini beyan ettiği anlaşılmakla,
Mahkemece, sanığın ruhsat için başvuruda bulunması üzerine, ilgili kurumca hangi gerekçe ile kendisine ruhsat izni verilmediğinin tespit edilmesi, ayrıca ilan tutanaklarının dosyaya celp edilmesi, ilan yapılmamış olduğunun belirlenmesi halinde, kolluk marifetiyle mahallinde araştırma yapılarak, dava konusu yerin sit alanı içerisinde kaldığının bölge halkı tarafından bilinip bilinmediğinin ve sanığın, müdahalelerin yapıldığı mahalde ne zamandan beri ikamet ettiğinin tespit edilmesi, ilan yapılmış olduğunun ya da ruhsat talebinin sit alanı olduğu gerekçesi ile reddedildiğinin belirlenmesi halinde sanığın, sit alanı olduğunu bilmediğine dair savunmasına itibar edilemeyeceği gözetilmeksizin eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.