YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5013
KARAR NO : 2014/9859
KARAR TARİHİ : 22.04.2014
Tebliğname no : 7 – 2011/39726
Mahkemesi : Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 27/07/2010
Numarası : 2010/326-2010/508
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müşteki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na duruşma günü bildirilmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan müşteki Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
Kayseri Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce yapılan bir istihbari çalışma neticesinde, sanık K.. P..’ın işlettiği hediyelik eşya dükkanında çok sayıda tarihi eser niteliğinde eşya bulunduğu ve bunlara müşteri arandığı bilgisine ulaşıldığı, bunun üzerine mahkemeden alınan arama kararına binaen sanığın iş yerinde olay günü yapılan aramada, sanık K.. P..’a ait ve onun iş yerinde ayrı bir tezgahı olan ve kendi adına hediyelik eşya satan sanık Y.. U..’ya ait tarihi eser olduğundan şüphelenilen eserlerin bulunarak el koyma işlemlerinin yapıldığı, 13.11.2009 tarihli Kayseri Müze Müdürlüğü arkeologlarınca düzenlenen raporda, sanık K.. P..’tan ele geçirilen eserlerden 2 adet sikkenin Roma dönemine ait ve 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür varlığı olduğunun, sanık Y.. U..’dan ele geçirilen 6 adet sikke ile 7 adet metal yüzüğün 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür varlığı olduğunun tespit edildiği, sanıklar hakkında soruşturmaya başlanarak 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, yargılama aşamasında E.. Üniversitesinde görevli araştırma görevlisi arkeologdan alınan 26.02.2010 tarihli raporda da, bu eserlerin kimilerinin etütlük kimilerinin ise Koleksiyon tamamlayıcı özelliğinde olduğu ve 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduklarının belirtildiği, her ne kadar sanıkların ifadelerinde, bu eserleri tarihi eser olduklarını bilmeden satın alıp satmak için teşhir ettiklerini iddia etmiş iseler de, sanıkların meslekleri gereği bu eserlerin korunması gerekli kültür varlıkları olduğundan şüphe etmeleri gerektiği, beyanlarının ceza almaktan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşıldığından, sanıkların sabit olan kültür varlığını satışa arz etme suçundan cezalandırılmaları gerekirken, suç kastının yokluğu gerekçesiyle yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.