Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/4666 E. 2014/7729 K. 28.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4666
KARAR NO : 2014/7729
KARAR TARİHİ : 28.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2011/374667
Mahkemesi : Zonguldak 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 15/09/2011
Numarası : 2011/188- 2011/183
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, mülkiyeti Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait Memurlar Lokali olarak bilinen tesisin bahçesinde yeralan, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 24/03/2000 tarih 6633 sayılı kararıyla tescilli sedir ağacının izinsiz kesildiği iddiasıyla sanık hakkında dava açıldığı, sanığın savunmasında, lokal bahçesinde bulunan defne ağaçlarının kültür varlığı olarak tescilli olduğunu bildiğini, ancak davaya konu ağacın koruma altına alındığına ilişkin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, ağacın kurumuş ve yıkılma tehlikesi olması nedeniyle TTK’ya durumu bildirdiğini, TTK Genel Müdürü R.. D..’in bizzat ağacın kesilmesi konusunda talimat verdiğini, bunun üzerine Orman İşletme Müdürlüğü’ne müracaat ettiğini, iki görevlinin ağacın kuruduğunu ve kesilmesi gerektiğini söylediklerini ve buna ilişkin tutanak düzenlediklerini, kendisinin de çevreye tehlike yaratma riski olduğu için ağacı kestirdiğini beyan ettiği, orman muhafaza memurları tarafından tanzim edilen 11/06/2010 tarihli tutanakta, 40 dip kuturundaki 1 adet mavi ladinin tamamen kuruduğu, ağacın orman sınırları dışında kaldığı ve tesislere yıkılmasının söz konusu olabileceğinin tespit edildiği, ancak ağacın kendileri tarafından kesildiğine ilişkin yazılı bir beyanın bulunmadığı, Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi’nin 17/06/2010 tarihli dilekçe ile Türkiye Taşkömürü Kurumu’na başvurarak, dava konusu ağacın herhangi bir nedenle yıkılarak veya kırılarak çevreye zarar vermeden güvenli bir şekilde kestirilmesi için izin talebinde bulunulduğu, anılan Kurum görevlileri tarafından 22/06/2010 tarihinde mahalde yapılan incelemede, tescilli ağacın izin alınmadan kesildiğinin tespit edildiği anlaşılmakla, her ne kadar dava konusu ağacın tescil edildiğine ilişkin Kurul kararının, mahallinde mutat vasıtalarla usulüne uygun olarak ilan edildiğine dair tutanakların dosya kapsamında bulunmadığı görülmüş ise de, sanığın aynı parsel içerisinde yer alan ve Kurulun aynı tarihli kararı ile tescil edilen defne ağaçlarının korunması gerekli tabiat varlığı olarak tescilli olduklarını bildiğine dair savunması karşısında, dava konusu ağacın tescilli olduğunu bilmediğine yönelik savunmasına itibar edilemeyeceği gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.