YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/461
KARAR NO : 2014/4083
KARAR TARİHİ : 19.02.2014
Tebliğname no : 7 – 2011/51340
Mahkemesi : Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06/07/2010
Numarası : 2009/1176 – 2010/623
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 09/07/1976 gün ve A 75 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, Kayseri İli, M. İlçesi, Ç.Mahallesi, K. Mevki . ada . parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan dükkanlar arasındaki duvarların yıkılarak birleştirilmesi sebebiyle, belirtilen dükkanlarda kiracı olan sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın savunmalarından, suça konusu yapıların korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiği hususunda bilgi sahibi olduğuna ilişkin herhangi bir sonuca ulaşılamamakta ise de, taşınmazlara ilişkin dosya kapsamında mevcut tapu kayıtları incelendiğinde, 1977 yılında korunması gerekli kültür varlığı şerhinin işlenmiş olduğu, sanığın uzun süredir suça konu yapıların bulunduğu tarihi kapalı çarşıda esnaf olarak çalışıyor olması, gerekse bu yerin özelliğinin mahalde yaygın olarak bilinmesi hususları dikkate alındığında, sanığın da dava konusu yerin korunması gerekli kültür varlığı olduğunu bildiği, her ne kadar mahkeme tarafından, bahse konu dükkanların babası tarafından 2000 yılından önce birleştirildiğine ilişkin savunmasının aksine herhangi bir delil bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmiş ise de, sanığın kiracısı olduğu . ada. parsel sayılı dükkanın sahibi olan Ö. B.. soruşturma safhasında 18/06/2009 tarihinde alınan ifadesinde, 2004 yılında beri kapalı çarşıda çalıştığını, sanığın kullandığı dükkanı 2008 yılında satın aldığını, kendisinin dükkanı satın aldığı tarihten sonra dükkan içerisindeki duvarların yıkılıp birleştirildiğini görmesi üzerine sanık hakkında şikayetçi olduğunu beyan etmesi karşısında, suça konu taşınmaz üzerinde Koruma Kurulu Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen 22/04/2009 tarihli raporda, “Kapalı çarşıda kurul görevlileri tarafından 21/06/2007 tarihinde yerinde yapılan incelemeler sırasında, kapalı çarşı genelinde tüm dükkanlarda bulunan zemine, duvara seramik döşemesi, asma tavan yapılması, parsel dışına taşılarak kamu alanına tecavüz edilmesi, taşınmazın görünümünü olumsuz etkileyecek şekilde tabela asılması, yapıdaki duvarların kaldırılarak dükkanların birleştirilmesi vakaları ile ilgili olarak ilgililer hakkında işlem yapılması için 22/06/2007 tarihinde kurul tarafından karar alındığı” hususu ile ilgili olarak, sanık hakkında belirtilen tarihte aynı eylemle ilgili olarak herhangi bir adli veya idari soruşturma yapılıp yapılmadığı araştırılıp, taşınmazın sahibi olan Ö.. B.. ile kapalı çarşıda suça konu yapıların yakınında bulunan dükkanlarda çalışmakta olan kişilerin beyanları alınıp, mahallinde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyesi ve inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak, inşai müdahale kapsamında kalan yapıların eskime durumları, kullanılan malzemelerin yıpranma özellikleri de dikkate alınarak suç tarihinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti ile sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şeklinde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.