Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/439 E. 2014/4074 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/439
KARAR NO : 2014/4074
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Tebliğname no : 7 – 2011/34032
Mahkemesi : Seydişehir Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 17/06/2010
Numarası : 2010/116 – 2010/220
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihinde müze müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan kontroller sırasında, mülkiyeti M.. H.. isimli kişiye ait olan K.. İli, S.. İlçesi, G.. Köyü sınırları içerisinde bulunan ve Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 13/05/2002 gün 4527 sayılı kararı ile 1.derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen 1982 nolu parsel üzerine sanıklardan R.. A.. tarafından sondaj kuyusu kazdırılıp, 132 metrede su bulunması üzerine, kazılan kuyunun üzerine sanık D.. O.. tarafından 16 m2 yüz ölçümüne sahip kapalı betonarme bir yapı inşa edildiğinin tespiti üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanıkların dosya kapsamında mevcut savunmalarında, müdahalede bulunulan taşınmazın arkeolojik sit alanı sınırlarında kaldığını bilmediklerine ilişkin beyanları karşısında, suça konu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesi gözükecek şekilde dosyaya getirtilerek, eylem tarihinden önce, korunması gerekli kültür varlığı şerhinin işlenmiş olup olmadığı, ayrıca bahse konu bölgenin 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline yönelik 13/05/2002 tarihli Koruma Bölge Kurulu kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, sanıkların ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı ve suça konu taşınmazın bulunduğu mahalde, bölgenin sit alanı olarak tescil edildiğinin kişiler tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği hususlarının araştırılıp, nihayetinde, inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirilen yerin 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının sanıklar tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, anılan hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması,
2-Sanıkların eylemine uyan 2863 sayılı kanunun 65/b maddesinde, hapis cezasının yanında ayrıca adli para cezası da öngörülmüş olmasına karşın, temel ceza tayin edilirken sadece hapis cezası belirlenmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince sanıklar hakkında ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakları saklı tutularak BOZULMASINA, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.