Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/421 E. 2014/3515 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/421
KARAR NO : 2014/3515
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

Tebliğname no : 7 – 2011/69726
Mahkemesi : Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 24/09/2010
Numarası : 2009/1157 – 2010/557
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescilli bölgede yer alan Maliye Hazinesi’ne ait taşınmaz üzerine ahır yaptığı, sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği araştırılmamış ise de, kovuşturma aşamasında verdiği ifadede, üzerine ahır inşa ettiği taşınmazın tapusuz 2/B arazisi olduğunu söyleyen ve anılan beyana göre hukuki zeminden yoksun bir eylem gerçekleştirdiğinin farkında olan sanığın, atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmeyerek, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiş olup;
Kolluk kuvvetlerince yapılan tespitte inşaat halinde olduğu belirlenen suça konu ahırın, keşif tarihi itibariyle tamamlanmış olması karşısında, icra ettiği eylemden pişmanlık duymadığı anlaşılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme müessesesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, suç işleme kastı bulunmadığına, lehine hükümlerin uygulanmadığına ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, sanığın bu haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi kanuna aykırı,
2- Hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.