YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3960
KARAR NO : 2014/10691
KARAR TARİHİ : 02.05.2014
Tebliğname no : 12 – 2011/406120
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 24/01/2011
Numarası : 2010/133 – 2011/14
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamında mevcut sanat tarihçi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, plastik esaslı strafor + sıva müdahaleleriyle doğal dokunun bütünselliğinin bozulduğunun ve bu durumun devam ettiğinin, anılan fiil nedeniyle suça konu binada geri dönüşümün mümkün olmadığının ve mevcut binanın niteliğinin değiştiğinin belirtilmesi karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c maddesinde yer alan, “kamunun uğradığı zararın suçtan önceki hale getirme suretiyle tamamen giderilmesi” koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla, tebliğnamedeki (2) numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile tescilli 3. derece doğal sit alanı içerisindeki Maliye Hazinesi’ne ait taşınmaz üzerinde mevcut villa nitelikli binada izin almaksızın sıva ve mantolama yaptırdığı, sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği araştırılmamış ise de, sıva ve mantolama fiillerinin, hazineye ait taşınmaz üzerindeki binada yapılması nedeniyle hukuka aykırı zeminde gerçekleştirilen eylem bakımından sit kararının duyurulup duyurulmadığının önem arz etmediği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eylemin suç olduğunu bilmediğine, verilen para cezasının tecil edilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Kanun ile suç tarihinden sonra 08/02/2008 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun değişikliği somut olaya ayrı ayrı uygulanarak sanığın lehine olan Kanunun tespiti ile sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, anılan hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması kanuna aykırı,
3- Hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.