Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/39 E. 2014/4772 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/39
KARAR NO : 2014/4772
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2011/344265
Mahkemesi : Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/04/2011
Numarası : 2010/350 – 2011/92
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 28/10/1989 gün 795 sayılı kararı ile birinci derece doğal sit alanı olarak tescil edilen hazine adına kayıtlı B..İli, A.İlçesi, K.. Mahallesi,..ada..parsel sayılı taşınmaz üzerine betonarme yapı inşa ettiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamında mevcut inşaat mühendisi bilirkişisi raporunda, sanığın 1. derece doğal sit alanı sınırlarında kalan 1349.16 m2 lik kısmın etrafını tel örgü ile çevirip, içerisinde 16 m2 lik kısma tuğla duvarlı, dışı sıvalı, üzeri sac ve etermit ile kaplanmış basit baraka inşa edip ağaç dikmek şeklindeki eylemlerinin 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında müdahale niteliğinde olduğu belirtilmekle birlikte, suça konu müdahalelerin hangi tarihte yapıldığı hususunda bilirkişi raporunda herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı, ayrıca sanığın da savunmalarında bahse konu arazinin sit alanı sınırlarında kaldığını bilmediğine ilişkin savunması karşısında, öncelikle mahkeme tarafından mahallinde yapılan keşifte görevlendirilen bilirkişiden, inşai müdahale kapsamında kalan yapıların eskime durumları, kullanılan malzemelerin yıpranma özellikleri de dikkate alınarak suç tarihinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti için ek rapor aldırılıp, bölgenin 1. derece doğal sit alanı olarak tesciline yönelik 28/10/1989 tarihli Koruma Bölge Kurulu kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, sanığın ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, nihayetinde, inşai müdahale gerçekleştirilen yerin 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile hükümden sonra, 08.10.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4 ve 65/1 maddelerinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.