Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/3764 E. 2014/5671 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3764
KARAR NO : 2014/5671
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

Tebliğname no : 7 – 2010/291572
Mahkemesi : Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 18/09/2008
Numarası : 2008/150-2008/575
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar Ü.. A.. ve T.. S.. müdafileri, sanık V.. G.. ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gördüğünden davaya katılmasına karar verilen K.. B.. ile anılan kurumu temsil eden hazine vekilinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi, mahallinde tamamlanabilir eksiklik olarak değerlendirilmiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar Ü.. A.., V.. G.. ve T.. S.. hakkında, “kültür varlığı ticaretine aykırılık” ile “kültür ve tabiat varlıklarını bulundurma” suçlarını işledikleri iddiasıyla dava açıldığı, 2863 sayılı Kanunun 67/2 maddesinde düzenlenen “kültür varlığı ticaretine aykırılık” suçunun oluşabilmesi için, bildirimi yapılmamış kültür ve tabiat varlıklarının “satışa arz etmek”, “satmak”, “vermek”, “satın almak”, “kabul etmek” fiillerinden biriyle ticarete konu edilmesi gerektiği, somut olayda, sanıklar Ünsal, Veysel ve Tevfik’in, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık A.. Ü.. aracılığıyla yine hakkında aynı tür karar verilen sanık M.. T..’ta bulunan eserlerden haberdar oldukları, sanıklar Ünsal, Veysel ve Tevfik’in suça konu varlıkları görmek için A. ili D. ilçesinden; sanık Mehmet’in de anılan varlıkları göstermek için Diyarbakır ilinden sanık Aydın’ın ikamet ettiği Malatya iline geldikleri, tüm sanıkların Malatya ilindeki bir otelde buluşup konuştukları, bu esnada tarihi eser görme veya gösterme fiilinin gerçekleşmediği, daha sonra sanık Tevfik’in diğer sanıkların yanlarından ayrıldığı, sanıklar Ünsal ve Veysel’in, sanık Mehmet’in idaresindeki araç ile otelden ayrıldıktan sonra araçtan indikleri yerde; sanık Tevfik’in ise otelde bulunduğu sırada kolluk kuvvetlerince yakalandıkları, suça konu varlıkların da sanık Mehmet’e ait aracın içerisinde ele geçirildiği, meydana gelen olayda sanıklar Ünsal, Veysel ve Tevfik yönünden “kültür varlığı ticaretine aykırılık” suçundan söz edilebilmesi için, adı geçen sanıkların “satın alan” ya da “kabul eden” olarak nitelendirilebilmeleri gerektiği, zira ele geçirilen eserler sanık Mehmet tarafından edinildiğinden ve anılan varlıklar dışında dava konusu başkaca eser bulunmadığından, belirtilen üç sanığın “satışa arz eden”, “satan” veya “veren” sıfatı taşıyamayacakları, diğer yandan, “satın alma” veya “kabul etme” hususunda varlıkların fiziken el değiştirmesi zorunluluğu bulunmayıp, karşılıklı anlaşma yeterli olmakla birlikte, otelde yapılan görüşme akabinde eserlerin sanık Mehmet’e ait araçta bulunması ve sanıkların, anılan varlıklarla bir ilgileri olmadığına dair aşamalarda değişmeyen savunmaları dikkate alındığında, varlıkların sanıklar Ünsal, Veysel veya Tevfik tarafından satın alındığına, kabul edildiğine ya da taraflar arasında bu konuda anlaşmaya varıldığına dair savunmaların aksine delil mevcut olmadığı, dolayısıyla adı geçen sanıklar yönünden “kültür varlığı ticaretine aykırılık” suçunun oluştuğundan söz edilemeyeceği, 2863 sayılı Kanunun 70/1 maddesinde düzenlenen “kültür ve tabiat varlıklarını bulundurma” suçu bakımından ise, sanık Mehmet’in aşamalarda verdiği ifadelerde, aracında ele geçirilen varlıkları Diyarbakır ilinde seyyar satıcıdan satın aldığını beyan etmesi, adı geçen sanığın varlıklar üzerinde mülkiyet hakkı varmış gibi tasarrufta bulunmaya çalışması karşısında, sanıklar Ünsal, Veysel ve Tevfik yönünden anılan suçun unsurlarının oluşmadığı sonucuna varılacağı gözetilmeksizin, dosya kapsamı ile bağdaşmayan hatalı değerlendirmeye dayanılarak, sanıkların suça konu tarihi eserleri pazarlamaya çalıştıkları yönündeki kabul ile de çelişki oluşturacak şekilde 2863 sayılı Kanunun 70/1 maddesi uyarınca hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1- Dava konusu eserler üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadıkları tespit edilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü görevlilerince soruşturma aşamasında düzenlenen rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesi,
2- 2863 sayılı Kanun’da 5728 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikler tartışılıp lehe kanun değerlendirmesi yapılmaksızın hüküm tesisi,
3- Sanık V.. G..’nun adli sicil kaydında bulunan Iğdır Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/02/2004 tarih, 2003/197-33 E. K. sayılı ilamın tekerrüre esas olup, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58/6 maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanık T.. S..’ın önceki mahkumiyetinin kesin nitelikte adli para cezası olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının göz ardı edilmesi,
5- 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 7. fıkrası uyarınca hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde cezanın infazından sonra sanıklar Ü.. A.. ve T.. S.. hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
6- 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanıkların sadece kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmalarına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi,
7- 2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında müzelik değer taşıyan, tasnif ve tescile tabi taşınır kültür varlıklarının, aynı Kanunun 75. maddesi uyarınca Müze Müdürlüğü’ne teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin zoralımına hükmedilmesi,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar Ü.. A.. ve T.. S.. müdafilerinin, sanık V.. G..’nun ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.