Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/30286 E. 2014/21907 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/30286
KARAR NO : 2014/21907
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/318779
Mahkemesi : Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 11.04.2013
Numarası : 2012/355-2013/100
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Olay gecesi, idaresindeki otomobili ile, meskun mahal dışında, bölünmüş yolun bir bölümü kapatılıp, dubalarla çift yönlü hale getirilen diğer bölümündeki aydınlatmasız kısmında, beyanına göre 90-100 km hızla seyir halindeyken, ön ilerisinde yolun sağından sola doğru yönelen katılan M.. Y..’ın idaresindeki otomobilin sol yan kısmına duramayarak çarpması sonucu, dönüşe geçen araç içindeki bir kişinin ölümü ve iki kişinin de basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıkları olayda; gece vakti ve belli hızın üstünde araç kullanmasının yasak olduğunu belirtir sürücü belgesi ve bu belgeye esas görme engelinin bulunduğunu belgeleyen sağlık raporları bulunmasına rağmen, gece vakti, görüşün far ışığı altında sağlandığı aydınlatmasız yolun çift yönlü hale getirilen bölümünde hızla seyrederek önüne kontrolsüzce manevra yapan katılan M.. Y..’ın idaresindeki otomobilin sol yan arka kesimine önlemsizce çarpan sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu nazara alınmadan, TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
2-Katılanlardan M.. Y.. kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen, takdir edilen vekalet ücretinin hangi katılana verileceği açıkça belirtilmeden “sanıktan alınarak katılanlara verilmesine” denilerek karışıklığa neden olunması,
Kabule göre de;
TCK’nın 51. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ile suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, zararın giderilmesi hususunun CMK’nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarından birinin olduğu da dikkate alınarak, dosya içeriğine göre, adli sicil kaydı bulunmayan ve dosyaya olumsuz bir kişiliği yansımayan sanık hakkında tayin edilen temel cezada geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alınarak TCK’nın 62. maddesi gereğince indirim yapıldığı halde, çelişki oluşturacak şekilde “adli sicil belgesinde birden fazla kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunması, yargılama sürecindeki savunma şekli ve pişmanlık gösterdiğine dair emare ve bir daha suç işlemekten çekineceğine ilişkin kanaate varılmayarak ve zararın da giderilmediği” gerekçesi ile sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına ve aynı yasal olmayan ve çelişkili gerekçeyle TCK’nın 50. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.