Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/30051 E. 2014/5919 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/30051
KARAR NO : 2014/5919
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/94129
Mahkemesi : Kars Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 18/10/2012
Numarası : 2012/205 – 2012/290
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacının tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas-2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmadığı, bu itibarla Borçlar Kanununun 60. maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerektiği ve haksız fiilin veya zarar ziyanı doğuran olayın vukuundan itibaren her halde 10 yıl sonra zamanaşımının gerçekleşeceği kabul edilmekle, kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar bakımından, ceza davasının beraatle sonuçlanmasından itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği anlaşılmakla ve bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında 26.11.1986 tarihinde verilip, 25.02.1988 tarihinde kesinleşen beraat hükmü ile, tazminat davasının açılmış olduğu 03.05.2012 tarihine kadar, 24 yıldan fazla süre geçtiği ve davacının bu uzun süre içerisinde hakkındaki beraat hükmünden haberdar olmadığından söz etmenin yaşamın olağan akışına uymayacağı, bu halde davanın süresinde açıldığı kabulünün mümkün olamayacağı gözetilmeden, süresinde açılmayan davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile davacı lehine tazminata hükmedilmesi,
2-Kabule göre de;
Kendisini vekil ile temsil ettirmemiş olan davacı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
İsabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.