Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/29488 E. 2014/23240 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/29488
KARAR NO : 2014/23240
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/210519
Mahkemesi :Dörtyol 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :15.01.2013
Numarası :2012/145 – 2013/9
Suç :Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olaydan 26 dakika sonra yapılan ölçümde 243 promil alkollü olduğu belirlenen sanığın, olay günü arkadaşları olan mağdurlar H.. ve Ş.. ile birlikte alkol aldıktan sonra gece saat 22:50 sıralarında açık havada, meskun mahalde, bölünmemiş, 2 yönlü, 7 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, hafif eğimli ve hafif virajlı yolda idaresindeki otomobille seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek, seyrine göre yolun sağ tarafındaki köprü demirlerine çarpması şeklinde meydana gelen olayda; mağdurlar hakkında Dörtyol Devlet Hastanesince düzenlenen 09.08.2011 tarih.. ve.. protokol numaralı adli raporlarda her iki mağdurun da hayati tehlike geçirdiğinin ve yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği belirtilmiş ise de, mağdurların yaralanma derecelerinin TCK’nın 89. maddesinde belirtilen yaralanmalardan hangisi kapsamında kaldığına dair usulüne uygun kati raporlarının aldırılmadığı, mağdur Ş..’in soruşturma aşamasında alınan beyanında sanıktan şikayetçi olmadığını ifade ettiği, şikayetçi olduğunu bildiren mağdur H.. ile sanığın uzlaşmak istediklerini ifade etmelerine rağmen, yaralanmaları nitelikli olsa dahi uzlaşma kapsamında olan suçla ilgili olarak soruşturma aşamasında, CMK’nın 253. maddesi uyarınca sanıkla mağdurlar arasında uzlaştırma işlemi sağlanmadan kamu davası açıldığı, yargılama aşamasında da aynı Kanunun 254. maddesi uyarınca bu eksikliğin giderilmediği anlaşıldığından; öncelikle mağdurlar H.. O.. ve Ş.. A..’ın tedaviye ilişkin müşahade evrakları ve adli raporların Adli Tıp Kurumuna gönderilerek yaralanmalarının TCK’nın 89. maddesinde belirtilen yaralanma türlerinden hangisi ya da hangileri kapsamında kaldığının kesin bir şekilde tespit ettirilmesi; mağdurlardaki yaralanmaların TCK’nın 89/1. maddesi kapsamında kaldığı ahvalde, mağdurların şikayetten vazgeçmeleri, sanık hakkında düzenlenen iddianamede sanığın 243 promil alkollü olduğunun ve sevk maddeleri arasında TCK’nın 179/3. maddesine yer verildiği göz önünde bulundurularak, sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul etmesi halinde taksirle yaralamadan açılan kamu davasının TCK’nın 73/4 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine ve sanığın tehlike suçu olan TCK’nın 179/3-2 maddesi gereğince cezalandırılmasına; mağdurların yaralanmalarının TCK’nın 89/2-3 maddesi kapsamında kaldığı ahvalde, suçun takibinin TCK’nın 89/5. maddesi son cümlesi uyarınca şikayete tabi olmadığı ancak CMK’nın 253. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında olduğu gözetilerek
CMK’nın 254. maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde uzlaştırma önerisinde bulunularak, tarafların uzlaşmaları halinde taksirle yaralamadan açılan kamu davasının CMK’nın 254 ve 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine, taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarının sanığın tek bir eylemi ile meydana geldiği, taksirle yaralama suçundan uzlaşma nedeniyle ceza verilemediği de gözetilerek sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesine; taraflar arasında uzlaştırmanın sağlanamaması durumunda sanığın sadece zarar suçu olan bilinçli taksirle yaralamadan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, mağdurların kat’i raporları aldırılmadan ve uzlaşma hükümleri uygulanmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Kabule göre de;
1- Tam kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu iki kişinin nitelikli şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında, TCK’nın 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi gözetilerek adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca asgari hadden uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,
2- Sanık hakkında hükmolunan 6 ay 20 gün hapis cezasının, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilmesi esnasında TCK’nın 50/1-a maddesi yerine, kısa süreli olmayan hürriyeti bağlayıcı cezaların adli para cezasına çevrilmesine yasal dayanak oluşturan ve somut olayda uygulanma olanağı bulunmayan TCK’nın 50/4. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi sırasında uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. ve 326. maddeleri uyarınca, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı da gözetilerek, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.