YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/29398
KARAR NO : 2014/4411
KARAR TARİHİ : 24.02.2014
Tebliğname No : 12 – 2013/276737
Mahkemesi : Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 04/06/2013
Numarası : 2013/136-2013/365
Suç : Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği üzere; TCK’nın 50/4. maddesi gereğince, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilmemesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden ve katılan vekilinin, “Sanığın sonradan müvekkil tarafla ilgilendiği ve insani ilişkiler kurduğu konusunda herhangi bir bilgim yoktur. Olsaydı müvekkilim bana bilgi verirdi” şeklindeki soyut ifadesine üstünlük tanınarak, “Biz ölen tarafla ilgilenmek istediğimizde, hiç bir şekilde sizi görmek istemiyoruz dediler. Daha sonra abim ilgilenmek istedi. Ona da aynı şekilde bilgi verilmesi üzerine biz de daha fazla peşinden gitmedik.” şeklindeki sanık savunmasının doğruluğu yeterince araştırılmadan, kaza yaptığını fark ettikten sonra olay yerini terk etmeyen, duruşmayı bizzat veya müdafii aracılığıyla takip eden, savunmalarında olaydan dolayı pişmanlık ve üzüntü duyduğunu ifade eden, bir kişinin ölümüyle sonuçlanan kazanın oluşumunda tali kusurlu olup, dosya içeriğindeki delillere göre olumsuz bir kişiliği belirlenemeyen ve sabıkası da bulunmayan sanık hakkında, “Failin geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları, cezanın fail üzerindeki muhtemel etkileri” gibi sebepler göz önünde bulundurularak, TCK’nın 62. maddesinin uygulanmış olması karşısında hükümde çelişkiye neden olacağı da nazara alınmadan, kararın gerekçesinde, “…Olaydan sonra müteveffanın ailesiyle ilgilenmeyen, kendinden beklenen insani yaklaşımı ortaya koymayan, her ne kadar ölüyü geri getirmese de, onların maddi ve manevi zararlarını giderme yolunda adım atmayan sanığın hareketi, TCK. 50/1. maddesinde açıklanan ‘suçlunun kişiliği, sosyal…durumu, duyduğu pişmanlık, suçun işlenmesindeki özellikler…’ ibarelerinin hepsini ihlal ettiği”, hüküm fıkrasında, “Sanığın kişiliği, ölen tarafa karşı beklenen insani yaklaşımı göstermemiş olması” şeklindeki, sanığın olumlu kişilik özelliklerine, yargılama sürecindeki davranışlarına, olayın oluş şekli ve sonuçlarına, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle, sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesine karar verilmesi,
2- TCK’nın 51. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık duyup duymadığı, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte isabetle değerlendirilerek, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden, sabıkasız geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışlarından dolayı hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanmasına karar verilen sanık hakkında, “sanığın mahkemece müşahede edilen geçmiş hali ve suç işleme eğilimi nazara alınarak cezasının tecili halinde ileride suç işlemekten çekineceği yolundan mahkememize müsbet kanaat gelmediğinden” şeklindeki, hükümde çelişkiye neden olan gerekçeden yoksun ibarelere dayalı olarak, sanığa hükmedilen sonuç cezanın ertelenmemesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.