YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/29370
KARAR NO : 2014/19276
KARAR TARİHİ : 01.10.2014
Tebliğname No : 12 – 2013/342850
Mahkemesi :Kargı Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :28.05.2013
Numarası :2013/19 – 2013/88
Suç :Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili, sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü gece saat 21:45 sularında açık havada, aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışında, bölünmüş, tek yönlü, 7 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, eğimsiz düz yolda idaresindeki otomobille seyir halinde bulunan sanığın, olay mahalli yol yapım çalışması nedeniyle trafik işaret levhalarının olduğu yere geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu seyrine göre yolun sağ tarafındaki banketten çıkıp su kanalına çarptığı, tarlada takla atarak devrilmesi şeklinde gelişen olayda; araçta yolcu olarak bulunan S.. A..’nun ağır şekilde yaralandığı, O.. Devlet Hastanesine kaldırılan ve buradan Ç.. Devlet Hastanesine sevkedilen ölenin, S..’da Üniversite Hastanesinde ve İ.. Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde tedavi gördükten sonra 24/03/2012 tarihinde öldüğü olay sonrası ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastaneden çıkamayan ve kesintisiz tedavi süreci sonrasında yine hastanede ölen S.. A.. hakkında Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca 12.06.2012 tarihinde düzenlenen otopsi raporunda; 18/11/2011 tarihinde geçirdiği araç içi trafik kazası sonucu kaldırıldığı hastanede 24/03/2012 günü öldüğü bildirilen, İsmail oğlu, 08/11/1967 doğumlu S.. A.. ‘nun cesedine 24/03/2012 tarihinde, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince yapılan otopsiden ve tetkiklerden elde edilerek yukarıya kaydedilen bilgi bulgu ve hastane evrakı dikkate alındığında; Kişinin ölümünün boyun travmasına bağlı servikal omurda tam kat ayrılmayla birlikte medulla spinalis kopması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtilmesi karşısında, trafik kazası ile ölüm arasında hayatın olağan akışına uygun sebep-sonuç ilişkisi ve illiyet bağı bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, tebliğnamede, illiyet bağının araştırılması yönünde bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, atılı suçu işlemediğine ve beraatine karar verilmesi gerektiğine; mahalli Cumhuriyet savcısının, eksik inceleme ile hükme varıldığına; katılan vekilinin sanık hakkında ayrıca TCK’nın 98/2. maddesinde tarif edilen suç nedeniyle de ceza verilmesi gerektiğine, takdiri indirim hükmünün uygulanmasının hakkaniyete aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın tam kusurlu olduğunun mahkemece de kabul edildiği somut olayda, suçun işleniş şekli, failin taksire dayalı kusurunun ağırlığı, meydana gelen zararın ağırlığı gözetilerek, temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayini gerekirken, alt sınırdan ceza tayini,
Kabule göre de;
Hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51/7-8. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezanın kısmen veya tamamen infazına karar verileceğinin ve denetim süresini iyi halli olarak geçirdiği taktirde cezanın infaz edilmiş sayılacağının kararda belirtilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.