Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/28316 E. 2014/6680 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/28316
KARAR NO : 2014/6680
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/71552
Mahkemesi : Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/12/2012
Numarası : 2012/247 – 2012/280
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 19.09.2007 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Diyarbakır 3. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 25.06.1998 tarih, 1995/645 Esas – 1998/161 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek suçundan, 17.10.1995 – 21.08.1996 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ve hakkında beraatine hükmedildiği, hükmün Yargıtay 9. Ceza Dairesince onanmak suretiyle 11.03.1999 tarihinde kesinleştiği, davanın haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin davanın süresinde açılmadığına ve kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 309 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,
2- Koruma tedbirleri nedeniyle hükmedilecek tazminatlar olay tarihinde geçerli olan paraya göre hesaplaması yapılarak sonucun bulunması gerekirken 1.5.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve Türk Lirasından 6 sıfır atılmasını öngören 5083 sayılı Kanun’a göre hesaplama yapılarak, maddi tazminat yönünden yanlış değerlendirmeye sebebiyet verilmesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin tazminat miktarına, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.03.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.