Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/28131 E. 2014/14471 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/28131
KARAR NO : 2014/14471
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/68237

Mahkemesi : İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 11/12/2012

Numarası : 2010/246 – 2012/445

Dava 466 sayılı Kanuna göre tazminat talebi

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Davacı vekili, 21.07.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacı hakkında Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/257 esas, 2004/673 karar sayılı ilamı ile 2000 TL adli para cezasının infazı sırasında sözkonusu para cezasını 24.06.2005 tarihinde yatırmış olmasına rağmen 14.06.2007 günü yakalanarak 1 gün gözaltında tutulduğunu, ayrıca aynı ceza nedeniyle 09.01.2009 günü tekrar gözaltına alınarak Muğla E tipi cezaevine alındığını, yatırdığı paranın savcılıktaki memur tarafından zimmete geçirilmiş olması nedeniyle ilgili memurun zararı gidermeyi kabul etmemesi gerekçesi ile gözaltında tutulduğu l günün karşılığı 100 TL olarak mahsup edilmesi suretiyle 1900 TL ‘yi tekrar maliye veznesine yatırması sonrasında serbest kalabildiğini belirterek, uğradığı zararların 10000 TL maddi, 20000 TL manevi tazminat ile ikinci kez ödemek zorunda kaldığı 1900 TL nin tahsilini talep etmiştir.

Tazminat davasının dayanağı olan Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.06.2004 tarih, 2002/257 esas, 2004/673 karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Karşılıksız çek keşide etmek suçundan yargılandığı, yargılama sonunda 2000 TL adli para cezasına hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 13.09.2004 tarihinde kesinleştiği, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/2-2838 sayılı ilamat numarası ile takip edildiği, ilamat evrakının, cezanın 12.1.2009 tarihinde infaz edildiği belirtilerek ortadan kaldırılmasına karar verildiği belirlenmiştir.

Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mesai saati haricinde yakalanan sanık (davacı) 24.06.2005 tarihinde sözkonusu 2000 TL para cezasının savcılık memuruna Maliye veznesine yatırılmak üzere teslim etmiş, bu husus tutanağa bağlanmıştır. Ancak memurun bu parayı maliye veznesine yatırmaması nedeniyle sanık (davacı) bu kez Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 14.06.2007 günü saat 17.05 te yakalanıp gözaltına alınmış doktor muayenesinden sonra ve 15.06.2007 tarihinde saat 9 da serbest kaldıktan sonra, bu defa da 09.01.2009 tarihinde saat 12.00 da Muğla Marmaris arasında şehirlerarası yolcu otobüsünden arama kaydı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınarak doktor muayenesi ve parmak izi alındıktan sonra Muğla E tipi cezaevinde bir gün tutulmuş, infaz için parayı teslim alan memur hakkında bu olay nedeniyle zimmet suçundan dava açılmış olup, ilgili memurun zararı karşılamayı kabul etmemesi nedeniyle davacının gözaltında kaldığı bir günün mahsup edilmesi suretiyle 1900 TL para cezasının ödemesi sağlanarak cezaevinden 10.01.2009 tarihinde tahliye edildiği anlaşılmıştır.

Davacının infaz aşamasında 2 gün gözaltı ve yatırdığı fazla paranın iadesini talep ettiğinin anlaşılması karşısında, tazminat istemine ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesinde ”suç soruşturması ve kovuşturması sırasında” gerçekleşen koruma tedbirlerindeki hukuka aykırılıklar yönünden bu kanun hükümlerine göre tazminat istenebileceği ve madde metninde bu aykırılıkların tahdidi şekilde sıralandığı, infaz aşamasında meydana gelen hukuka aykırılıkların madde kapsamında bulunmadığı bu yöndeki hukuka aykırılıkların idari yargı görev alanında kaldığı ve belirtilen mahkemeler önünde tazminat isteminde bulunulabileceği dikkate alınarak tüm tazminat talepleri açısından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, ancak; daha önce bu konuda Muğla İdare Mahkemesinin 06.04.2010 tarih, 2010/625 esas, 956 karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği de dikkate alınarak görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,

Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.