Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/28098 E. 2014/8595 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/28098
KARAR NO : 2014/8595
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/39827
Mahkemesi : Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 05/12/2012
Numarası : 2011/105 – 2012/387
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacı vekilinin 15.03.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. vd maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükmün niteliği itibariyle davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK’un 318. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/177 Esas – 2010/2391 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve Fuhuşa teşvik ve aracılık etmek suçlarından, 11.12.2006 – 27.03.2007 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 15.12.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 15.03.2011 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, davacı vekilinin tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 106 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Davacının 11.12.2006 – 27.03.2007 tarihleri arasında 106 gün süreyle tutuklu kaldığı, tutuklanmadan önce avukatlık yapan davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi resmi bir belgeyle ispatlayamadığı, Hitit Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 02.04.2012 tarihli yazı içeriğine göre; davacının 2005, 2006, 2007 takvim yılları için vergi beyanında bulunmadığı, bu dönemler içerisinde vergiye esas matrahı da bulunmadığı, hakkında 31.08.2006 tarihi itibariyle resen mükellefiyetten terk işlemi yapıldığı 02.02.2010 tarihi itibariyle mükellefiyetine tekrar başlandığının belirtildiği, bunun yanısıra davacı tarafından dosyaya sunulan avukatlık sözleşmelerine ilişkin olarak haksız tutuklama tarihi öncesine ait ödeme yapıldığına ilişkin resmi belge ve makbuzların dosya arasına ibraz edilmediği nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi tarafından varsayıma dayanılarak tespit edilen maddi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve hükmedilen tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 08.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.