Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/28078 E. 2014/8013 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/28078
KARAR NO : 2014/8013
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/67297
Mahkemesi : Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27/12/2012
Numarası : 2012/18 – 2012/464

Davacı vekilinin 31.10.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. vd maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/336 Esas – 2011/211 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Bir kişiyi fuhuşa teşvik etmek ve Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 09.05.2008 – 26.06.2008 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 27.09.2011 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, geliri konusunda bir belge ibraz edemeyen davacının, vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklulukta ve gözaltında kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak bir miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçe ile maddi tazminatın reddine karar verilmesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 48 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup ve Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Davacı vekilinin, tazminat davasından önceki bir tarihli vekaletnameye dayanarak tazminat davası açtığının anlaşılması karşısında, gerekirse davacı dinlenilerek vekil ile arasında tazminat davası açılması yönünde vekalet ilişkisinin devam edip etmediği ve dava açılmasına muvafakatının bulunup bulunmadığının araştırılmaması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 01.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.