Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27822 E. 2014/20594 K. 22.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27822
KARAR NO : 2014/20594
KARAR TARİHİ : 22.10.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/305754
Mahkemesi : Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20.06.2013
Numarası : 2012/656-2013/900
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık M.. G..’in yetkilisi olduğu ve bir başka şirkete ait fabrikanın makinelerinin nakil işini üstlenen nakliye şirketinde yaklaşık 16 yıldır çalışmakta olan ve ekip şefi ünvanlı tecrübeli işçi A.. K..’ın, olay günü hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip temyize gelmeyen sanık C.. A..’ın idaresindeki, yaklaşık 30 ton kapasiteli mobil vinç ile düz olarak kaldırmak için uğraştığı 8 ton civarındaki pres makinesinin üzerindeyken, vincin mafsal piminin çift taraflı koparak bom vinç kolunun prese çarpıp, pres üzerinde bulunan Ahmet’in yaklaşık 2,5 metre yüksekten düşerek ölmesi şeklinde gerçekleşen olayda; sanık tarafından vincin periyodik bakımlarının zamanında yaptırıldığı, olay günü iş makinelerinin nakli için görevlendirilen ekipte, ekip şefinin makineyi vinç halatına bağlayıp vinci yönlendiren ölenin olduğu ve yıllardır bu işle uğraşan tecrübeli bir işçi olmasına rağmen, vincin makineyi kaldırdığı esnada tehlikesini anlayacak tercübede olduğu halde makinenin üzerinde bulunduğu, vinci kullanan personelin bu konuda eğitimli olmasına rağmen olan ölenin makine üzerinde bulunduğu sırada öleni aşağıya indirmeden makineyi kaldırmaya çalıştığı, olayla ilgili vinç operatörü ve ölen haricinde kusur izafe edilebilecek kimse bulunmadığından ve şirket yetkilisi olan sanığa kusur atfedilemeyeceğinden, beraati yerine asli kusurlu olduğu yönündeki bilirkişi raporuna itibarla mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-TCK’nın 50/6. maddesinin tedbirlerle sınırlı olduğu gözetilmeksizin, sanık hakkında TCK’nın 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince hükmedilen adli para cezasına ilişkin TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca ihtarat da yapılmasına rağmen TCK’nın 50/6. maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.