Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27777 E. 2014/4082 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27777
KARAR NO : 2014/4082
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/57324
Mahkemesi : Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 25/12/2012
Numarası : 2012/370 – 2012/662
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 24/06/1996 gün 2527 sayılı kararı ile 3 derece arkeolojik ve doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan Mersin İli, S. İlçesi, H.. Köyü, . ada.parsel sayılı taşınmazı üzerine betonarme yapı inşa ettiği, dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporlarında, 3. derece doğal sit alanında yer alan taşınmaz üzerine, tek katlı, sıvası yapılmamış, duvar ve karkası oluşturulmuş durumda 3 odalı ve avlulu yapının özellikleri itibariyle 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında sit alanına inşai müdahale niteliğinde olduğunun belirtildiği, bahse konu taşınmazın sit alanı sınırlarına alınmasına ilişkin ilgili kurul kararı ve ilan tutanaklarının Müze Müdürlüğü vasıtasıyla dosyaya getirtildiği ve mahkeme tarafından bahse konu kararın 2006 yılında suça konu taşınmazın bulunduğu mahalde ilan edilmiş olması ve sanığında taşınmaz üzerindeki yapıyı 2006 yılında inşa ettiğinin anlaşılması karşısında beraat kararı verilmiş ise de, S.. M.. tarafından mahkemeye hitaben düzenlenen 24/12/2012 tarihli yazı incelendiğinde, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 24/06/1996 gün 2527 sayılı kararının ilgili kurumlara gönderilerek ilan edilmesi istenildiği halde bu kurumlardan ilan tutanaklarının onaylı bir sureti istenilmeden karar verildiği görülmekle, bu kapsamda öncelikli olarak, suça konu taşınmaza ait tapu kaydı beyanlar hanesi gözükecek şekilde dosyaya getirtilerek, beyanlar hanesine, korunması gerekli kültür varlığı şerhinin işlenmiş olup olmadığı, şerhin bulunduğunun anlaşılması halinde tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan tescil şerhinin hangi Kurul kararına istinaden konulduğu, sanığın suça konu taşınmazı belirtilen şerhi görebileceği bir tarihte edinip edinmediği, edinme tarihi şerhten sonra olsa dahi durumdan haberdar olmasını sağlayacak şekilde tapuda işlem yapıp yapmadığı, diğer yandan, bölgenin 3. derece doğal sit alanı olarak tesciline yönelik 24/06/1996 tarihli Koruma Bölge Kurulu kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, sanığın ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, nihayetinde, inşai müdahale gerçekleştirilen yerin 3. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile sanık hakkında beraat hükmü tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.