Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27724 E. 2014/16601 K. 07.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27724
KARAR NO : 2014/16601
KARAR TARİHİ : 07.07.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/292103
Mahkemesi : Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 28/05/2012
Numarası : 2011/395-2012/521
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Oluşa ve dosya kapsamına göre; daha önce borç olarak 3.000 TL tutarında çek verdiği katılanın, 6 ay geçmesine rağmen borcunu ödemeyip, telefonla yaptığı aramalara ve gönderdiği mesajlara rağmen kendisiyle iletişime geçmemesinden dolayı ona tepki duyan sanığın, katılana ulaşabilmek amacıyla, altına kendi elektronik posta adresini yazarak oluşturduğu, katılanın isim ve soy ismini anımsatan bir web sitesi üzerinden, katılanın facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki hesabından temin ettiği resmini yayımlamak suretiyle TCK’nın 134/2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda,
Aynı eylemden dolayı sanık hakkında kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan beraat hükmü kurulduğu ve anılan hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği belirlenerek yapılan incelemede:
Katılanın internette yer alan günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdiği resminin, özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte olmaması karşısında, sanığa isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği ve katılanın kişisel veri niteliğindeki resmini hukuka aykırı olarak yayımlayan sanığın eyleminin TCK’nın 136. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, aynı eylemden dolayı sanık hakkında kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan beraat hükmü kurulup, yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak, TCK’nın 134/2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
TCK’nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, katılanın fotoğrafını, internet üzerinden, belirsiz sayıda kişinin bilgi ve görgüsüne sunan sanık hakkında, hükmedilen temel cezada, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 134/2-2. cümlesi gereğince, yarı oranında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, anılan maddenin uygulanmaması suretiyle, sanığa eksik ceza tayini,
2- TCK’nın 134/2. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş iken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK’nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağının belirtilmiş olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü ve TCK’nın 134/2. maddesinde öngörülen ceza miktarına göre, TCK’nın 7/2. maddesi gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.