Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27705 E. 2014/14473 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27705
KARAR NO : 2014/14473
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/57918

Mahkemesi : Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 29/11/2012

Numarası : 2012/296 – 2012/346

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının tazminat talebinin redine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Tazminat davasının dayanağı olan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/183 esas, 2011/82 karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) kasten adam öldürmek, kasten yaralama suçlarından tutuklu kaldığı, yargılama sonunda kasten adam öldürmek suçundan beraatine, kasten yaralama suçundan ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, beraat hükmünün temyiz incelemesi sonucunda onanmak suretiyle 14.12.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 26.07.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı anlaşılmakla birlikte, sanığın üzerine atılı suçların bir kısmından beraat ettiği ve kasten yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, beraat kararı verilen suç açısından hükmün kesinleşme tarihi olan 14.12.2011 tarihinden itibaren 1 yıllık yasal sürenin öngörüldüğü dikkate alındığında, davacının beraat ettiği suçlar nedeniyle tazminat talep edememesi gibi bir sonucun doğacağı, kaldı ki davacının koruma tedbirlerine konu hükmün açıklanmasına karar verilen ceza davasında, açıklanması geri bırakılan ceza miktarının 7 ay 15 gün hapis cezası olduğu nazara alındığında, tutuklu kaldığı 2 yıl 1 ay 24 günlük sürenin bu cezadan uzun olduğu, uzun tutukluluğun, 2709 sayılı T.C. Anayasası’nın 19/son, 40/son ve 90. maddeleri gereğince iç hukuk kapsamında kanun hükmünde bağlayıcılığı olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesindeki özgürlük ve güvenlik hakkı düzenlemeleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına göre, sözleşmesinin 5/3. maddesine aykırılık oluşturduğunun anlaşılması karşısında, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 141 ve devamı maddelerinde belirtilen koşulların olayımızda gerçekleştiği kabul edilerek, davacının her türlü zarar kavramı içinde düşünülmesi gereken hükmün açıklanmasına konu edilen ceza süresinin toplam tutukluluk süresinden çıkarılmak suretiyle kalan süre bakımından tazminata hak kazanacağı, 7 ay 15 gün hapis cezası konsunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu aşamadaki hükmün davacı bakımından herhangi bir sonuç doğurmadığı, deneme süresi sonunda davanın düşmesine karar verilmesi halinde anılan süre için CMK’nın 144/1-c maddesi gereğince tazminat talep edilemeyeceği, deneme süresi içinde yeni bir suçun işlenmesi durumunda ise hükmün açıklanacağı ve temyizi sonrası suç vasfının değişmesi durumunda dahi sanığın daha fazla ceza alması ihtimalinde ise aldığı cezayı infaz edeceğinin anlaşılması karşısında, uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili olarak hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, tazminatın hak ve nasafet kuralarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğine isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.06.2014 tarihinde karar verildi.