Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27612 E. 2014/14474 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27612
KARAR NO : 2014/14474
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/14585

Mahkemesi : Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 07/11/2012

Numarası : 2011/296 – 2012/301

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Ceza Dava dosyasında verilen beraat hükmünün kesinleşmesinden kısa bir süre sonra davacı vekilinin, 20.10.2006 tarih, 31432 yevmiye numaralı genel vekaletnameye istinaden, haksız tutuklama nedenine dayalı olarak davacı adına koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu ve vekaletnamede davacı vekiline, davacı adına dava açma hak ve yetkisi bulunduğu gibi beraat kararının kesinleşmesinden sonra veya öncesinde vekilin davacı tarafından azledildiğine ilişkin azilnamenin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, davacı ile vekili arasında vekalet ilişkisinin devam etmekte olduğunun kabulü gerektiğinden tebliğnamedeki (1) nolu bozma düşüncesine, tazminat davasının dayanağı olan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.04.2011 tarih, 207/7 esas, 2011/127 karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde, Kasten adam öldürmek suçundan tutuklu kaldığı, beraatine hükmedildiği, kararın 06.05.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 05.08.2011 tarihinde CMK’nın 142/1 maddesinde öngörülen süre içinde açılmış olduğunun anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki (2) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Raporu hükme esas alınan bilirkişinin kimlik tespiti ve yemininin yaptırıldığı 14.05.2012 tarihli tutanağın hakim ve katip tarafından imzalanmaması suretiyle CMK’nın 219/1. maddesine aykırı davranılması,

2-Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi ile tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar ele geçecek parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine bu ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması,

3- Mahkemece belirlenmesi gerektiği de gözetilerek tutuklu kalınan gün sayısının 226 gün yerine 227 gün kabulü ile maddi tazminatın fazla tayini,

Kanuna aykırı olup, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.