Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27312 E. 2014/10489 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27312
KARAR NO : 2014/10489
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/19257
Mahkemesi : Kocaeli 1. Ağır ceza Mahkemesi
Tarihi : 14/11/2012
Numarası : 2012/321-2012/424
Dava :466 sayılı Kanuna göre tazminat talebi

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davacının tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2006 tarih, 2001/206 esas, 2006/102 karar sayılı ceza dava dosyasında 25.05.2001-10.06.2005 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, sonuç olarak 4 yıl 2 ay hapis 260 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı hakkında hükmedilen ceza ve tutuklu kaldığı süre nazara alındığında, davacı hakkında sürdürülen ceza yargılaması kısa sürede sonuçlandırılmış olsaydı davacının (sanığın) suç tarihi itibariyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesine göre hükümlü sayılması nedeniyle ve iyi halli olmak koşuluyla cezaevinde kalması gereken süre daha sınırlı olacak dosya içeriğinde yer alan müddetname içeriğine göre 25.01.2003 tarihinde şartlı tahliye edilmesi gerekirken, davacının tutuklu yargılanması ve hükümlü statüsüne geçememesi nedeniyle muhtemel şartla tahliye tarihine kadar olan hükümlülük süresinden fazla süre ile 10.06.2005 tarihine kadar ceza infaz kurumunda kaldığı ve kanunun infazda öngördüğü indirimden yararlanamadığının anlaşılması ve dairemizin aynı yöndeki 2012/24083 esas, 2013/1 karar sayılı ilamında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, 2709 sayılı TC. Anayasası’nın 19/son, 40/son ve 90. maddeleri gereğince iç hukuk kapsamında kanun hükmünde bağlayıcılığı olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesindeki özgürlük ve güvenlik hakkı düzenlemeleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına göre, davacının koruma tedbirine konu mahkum olduğu ceza davasında sonuç olarak tayin edilen ceza miktarı nazara alındığında, davacının koruma tedbirine konu mahkum olduğu ceza davasındaki tutukluluk süresinin, sonuçta aldığı 4 yıl 2 ay hapis cezasının şartlı tahliye tarihi ile nazara alındığında, daha uzun olduğu ve her türlü zarar kavramı içinde düşünülmesi gereken şartla tahliye tarihinden itibaren tazminata hak kazanacağı ve bu durumun adı geçen Sözleşmenin 5/3. ve 6/1. maddelerine aykırılık oluşturduğu gözetilip, davacı lehine fazladan tutuklu kalınan süreye göre makul bir tazminata hükmedilmesi, maddi tazminata davacının kerestecilik faaliyetinde bulunduğunun vergi ve ticaret odası kayıtlarından anlaşılması karşısında, tutuklu olduğu dönemde işyerinin faaliyet gösterip göstermediği ile işletme defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle zarar tespitinin yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.