Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27224 E. 2014/7071 K. 21.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27224
KARAR NO : 2014/7071
KARAR TARİHİ : 21.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/159354
Mahkemesi : B.. M..
Tarihi : 21/11/2012
Numarası : 2009/17 – 2012/281
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, duruşmalı temyiz isteminde bulunan sanıklar müdafilerinin duruşmaya katılımı ile duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
Sanıkların yurtdışı yasağının kadırılmasına ilişkin taleplerinin mahalli mahkemece değerlendirilebileceği kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Marmara N… Anonim Şirketi’ne ait olan ve Bandırma-Ambarlı Limanları arasında sefer yapan H.. N.. isimli Ro-Ro yük gemisinin olay günü, Bandırma Limanı’nda 22:45 sıralarında yüklemesi tamamlanarak harekete geçtiği ilk anda, sancak yönüne 1,5 derece meyilli olduğu, geminin birinci kaptanı olan M.. A..’ın talimatı ile balast operasyonu ile geminin düzeltildiği, geminin harekete geçip yaklaşık 1 mil ilerledikten sonra, iskele yönünde meyillendiği, kaptanın ikinci balast talimatı henüz yerine getirilemeden, gemideki yüklü araçların meyil yönüne kaydığı ve denize düşmeye başladıkları, geminin kısa bir süre içinde iskele yönüne doğru alabora olması sonucu, beş kişinin öldüğü ve birden fazla kişinin yaralandığı olayda; sanık M.. A..’ın savunmasında, asansörün bozuk olması nedeni ile alt güverteye araç alınmadığını, gemiye yüklenen son iki araçtan sonra gemideki meyilin meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine, güvertede araçların manevra yapabilmesi için alan kalmadığından, araçların yerini değiştiremediklerini, söz konusu eğimi balast operasyonu ile düzeltebileceklerine karar verdiğini beyan ettiği, suç tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanununun 975. maddesinde ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1091. maddelerine göre kaptanın; istifin, özel istifçiler tarafından yapılsa bile, denizcilikte geçerli olan kurallara uygun bir şekilde gerçekleştirilmesine dikkat etmekle yükümlü olduğu dikkate alındığında; İstanbul Teknik Üniversitesi akademik heyetince düzenlenen 14.02.2011 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, sanık M.. A..’ın, yüklemenin kontrolünde ve dengesizliğin giderilmesi için yapılan balast operasyonunda yetersiz kaldığı anlaşılmakla; operasyonel hakimiyetin sanık M.. A..’a ait olması ve suç tarihinde yürürlükte olan Türk Ticaret Kanununun 987. ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1104. maddelerinde de belirtildiği gibi, gemi bağlama limanı dışında bulunduğu sırada kaptanın, bu sıfatla, geminin donatılmasına, yakıt ve kumanyasına, gemi adamlarına,
geminin denize, yola ve yüke elverişli bir hâlde tutulmasına ve genel olarak yolculuğun güvenli bir şekilde sürdürülmesine ilişkin her türlü işlem ve tasarrufları üçüncü kişilerle donatan adına yapmaya yetkili olması nedeniyle, adı geçen sanığın asli kusurlu olduğunun; geminin ikinci kaptanı olan sanık U.. K..’ın geminin yüklenmesinden ve boşaltılmasından sorumlu olup yüklemeye nezaret ettiği, gemiye alınan araçların şoförlerin ibraz ettikleri kantar makbuzuna göre yüklemeyi gerçekleştirdiği, geminin alt güvertesine inen asansörün bozuk olması nedeni ile alt güverteye araç alınmadığı ve yüklemenin ana ve üst güverteye yapıldığı, Bandırma Liman Başkanlığı’nın cevabi yazısına göre, Marmara Denizi’nde seyreden gemilerin yüklerinin sabitlenme zorunluluğu bulunmadığı anlaşılmış ise de; olay günü tespit edilen rüzgarlı hava koşullarında, yüklerin sabitlenmemesinin geminin batışını etkilediği, sanık U.. K..’ın idari soruşturma sırasında verdiği savunmasında, zaman problemi olduğu için yükleme sonrasında GM hesabı yapmadığını beyan ettiği dikkate alındığında ise; sanık U.. K..’ın, alt güvertesinin boş olması nedeni ile ağırlık merkezi yer değiştiren gemiye, yüklemenin dengeli yapılmasını sağlayamaması nedeniyle, tali kusurlu olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla;
1- Tali Kusurlu sanık U.. K.. hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş şekli, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden çok fazla uzaklaşılarak fazla ceza tayin edilmesi,
2- Her iki sanık hakkında; 5237 sayılı TCK’nın 50, maddesinin uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanıkların kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya içeriğine göre; sanıkların sabıkasının ve dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışlarının bulunmadığı, iyi halleri nedeniyle cezalarında TCK’nın 62. maddesi gereğince indirim yapıldığı, ölenlerden dördünün yakınlarının ve yaralanan 37 kişiden 24’ünün soruşturma aşamasında şikayetçi olup, 7’sinin kovuşturma aşamasında sanıklar hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtikleri, dava konusu olan yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte oluşu, sanık U.. K..’ın tali kusurlu oluşu, sanık M.. A..’ın savunmasının ekinde sunduğu yazışma kayıtlarına göre, geminin maliki olan şirketin yetkilleri ile e-mail yoluyla iletişime geçerek, yükleme sırasında yaşanan olumsuzlukları ve personelin yetersizliğini bildirdiği, şirket yetkilileri tarafından verilen sözler nedeniyle kamyon şoförlerinin istenilen güverteye yönlendirilmesi konusunda sorunlar yaşandığını belirterek ikaz ettiği de dikkate alındığında; sanıklar hakkında “suçun işleniş özellikleri ve sanıkların kusurları” şeklindeki dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe ile TCK’nın 50/4. maddesinde belirtilen paraya çevirme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
3-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş ise de; sanıkların sabıkasız oluşu, ilk kez kaza yapmaları ve kaptanlıkla geçimlerini sağladıkları göz önüne alındığında, her iki sanık hakkında asgari hadden çok fazla uzaklaşılarak gemi kaptanlığından yasaklanmalarına karar verilmek suretiyle, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmesi,
4- Ölenler Ö.. E.. mirasçıları vekilinin 01.02.2010 tarihli dilekçe ile; Ş.. G.. mirasçıları vekilinin 21.06.2011 ve 15.06.2011 tarihli dilekçelerle, sanıklar hakkındaki şikayetlerinden vazgeçmiş oldukları anlaşılmakla, bu tarihten sonra verilen yeniden katılma kararının hükümsüz olduğu gözetilmeksizin, adları geçen ölenlerin yakını olan katılanlar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, sanık U.. K.. yönünden cezanın fazlalığı nedeniyle yapılan 1 nolu bozma düşüncesinde oyçokluğu, diğer bozma sebepleri yönünden oybirliğiyle 21.03.2014 tarihinde karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Her ne kadar sanık U.. K.. tali kusurlu ise de meydana gelen zaranın ağırlığı dikkate alındığında, mahkemece belirlenen temel cezanın yerinde olduğu düşüncesiyle, çoğunluğun bu konudaki (1) numaralı bozma görüşüne katılmıyoruz.