Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27152 E. 2014/17674 K. 12.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27152
KARAR NO : 2014/17674
KARAR TARİHİ : 12.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/10260
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 09/10/2012
Numarası : 2012/254 – 2012/291
Suç : 2863 sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde, sanık tarafından, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile aynı kurulun 05/06/1996 tarih ve 8284 sayılı kararı ekinde yer alan 1/2500 ölçekli sit derecelendirme paftasına göre 3. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan, . İlçesi, ..Beldesi, . Mahallesi,.. Caddesi, No:35 adresinde bulunan ve maliye hazinesi adına kayıtlı olan taşınmazda mevcut üç katlı binanın üzerine çatı katı ilave edildiğinin tespit edildiği, mahkemece icra edilen keşfe katılan fen, sanat tarihçi ve inşaat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar ile söz konusu ilave kat inşaatının tutanak tarihi itibarıyla ve daha sonraki tarihlerde yapıldığı, yapılan işlemin sit alanına inşai ve fiziki müdahale teşkil ettiği hususlarının belirlendiği, sanığın savunmasında, suça konu ilave kat inşaatının kendisi tarafından yapıldığını, söz konusu uygulama için herhangi bir kurumdan izin almadığını beyan ettiği,
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında suça konu taşınmazın maliye hazinesi adına kayıtlı olması nedeniyle eylemin hukuka uygun bir zeminde icra edilmediği ve eylemin izne bağlanmasının mümkün olmadığı, kaldı ki suça konu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını
bilmediğini beyan eden sanığın, en geç tutanak tarihinde bu hususu öğrenmesine rağmen inşai faaliyete devam ettiği, bu nedenlerle savunmasının itibar edilebilir mahiyette olmadığı, sanığın iyi niyetle hareket ettiğinin kabul olunamayacağı, mahkemece sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla,
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, mahkemece verilen cezada indirim yapılmamasının ve ertelenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin hapis cezasına mahkumiyet halinde uygulanabileceği gözetilmeksizin, sonuç olarak adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi kanuna aykırı,
2-Hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4. maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.