Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27145 E. 2014/3887 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27145
KARAR NO : 2014/3887
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/32031
Mahkemesi : Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/09/2012
Numarası : 2011/402 – 2012/292
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2005 tarih, 2004/98 Esas, 2005/324 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Terör örgütü üyesi olmak suçundan beraatine hükmedildiği, kararın temyiz edilmeksizin 03.11.2005 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla:
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve davacının kendi kusuru ile tutuklandığına ilişkin, davacı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, ancak;
1- 12.06.2006 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına suç tarihi olarak yazılması,
2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 80 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,
3- Asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağının dikkate alınmaması,
4- Yasal faizin tarih belirtilmeksizin talep edilmesi karşısında kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi yerine maddi tazminat için talepten fazla olacak şekilde gözaltı tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi, manevi tazminat için faize hükmedilmemesi,
5- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve tazminat miktarına ilişkin, davacı vekilinin eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 18.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.