Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/27035 E. 2014/5832 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27035
KARAR NO : 2014/5832
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/304642
Mahkemesi : Karşıyaka 2.Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27/06/2013
Numarası : 2013/84- 2013/323
Suç : Taksirle Öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın adli para cezasından ibaret olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sanığın kusurlu olmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın savunmasında, İ. A.Ş. bünyesinde Kentsel temizlik ve alt yapı işleri birim müdürü olarak görev yaptığını ve H.şantiye müdürü olmadığını beyan ettiği, İ. şirketi ile çalışmış olduğu İ. şirketi arasında akdedilen sözleşmede herhangi bir görev ve sorumluluğunun olmadığını bildirip buna ilişkin belgeler sunmuş olması karşısında, öncelikle İ. ve İzsu firmalarına ayrı ayrı müzekkereler yazılarak, şirketler arasındaki sözleşme konusunun ne olduğu, çalışma şekli ve şartları, İ.un sözleşme ile ne gibi yükümlülükler altına girildiği, iş makineleri çalıştırılması ve iş gücü temini sözleşmesinde yüklenici olan İzbeton firmasının sadece eleman ve makine tedariki mi yaptığı yoksa, İzsu’nun ihtiyacı olan yerlerde makine ve işçileri ile mevcut arıza ve tamir işlerini mi yaptığı herhangi bir tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra, dosyanın Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/53-2012/272 Esas-Karar nolu dosyası ile birlikte, iş güvenliği, ihale uzmanı ve hukukçu bilirkişiden oluşan en az üç kişilik bir heyete tevdii ile taraflar arasındaki ilişkinin niteliği, sorumluluk ve hakları, kazanın meydana geldiği yerdeki sorumluluğun kime ait olduğu, sanığın İzbeton şirketindeki görevi ve yapılan sözleşme kapsamında sorumluluğu bulunup bulunmadığının tespiti sağlanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 455/2 ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanunun 85/1 maddesinde yazılı suçu oluşturacağı gözetilerek, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesinde yer alan “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir” hükmü karşısında, her iki TCK’nın olaya ilişkin tüm hükümleri (indirim/bilinçli taksir, gb.) ayrı ayrı ele alınarak cezanın artırım ve indirimine ilişkin leh ve aleyhteki maddeleri somut olarak belirlenip, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle uygulamalı karşılaştırılması, müteakiben cezanın bireyselleştirilmesine ilişkin 647 sayılı Kanun, 765 sayılı Kanunun hükümleri ile 5237 sayılı Kanunun 50 ve devam eden maddelerinin de kararın gerekçe bölümünde tartışılıp sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi yerine, karşılaştırma bu şekilde yapılmadan netice hapis cezalarından 5237 sayılı Yasa gereğince belirlenen cezanın lehe olduğu belirtilerek hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin tirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.