Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26989 E. 2014/22109 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26989
KARAR NO : 2014/22109
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/7844
Mahkemesi : Lüleburgaz 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 22/05/2012
Numarası : 2011/124 – 2012/465
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10/02/1994 tarih ve 1735 sayılı kararı ile sınırları belirlenen Sokullu Külliyesi koruma alanı içerisindeki anıt eser olarak tescilli Sokullu Külliyesi Arastası’nda mevcut iş yerinde izin almaksızın, cephe doğramasını pvc, yer döşemesini seramik malzeme ile yenilemek, klima taktırmak ve saçağı onarmak suretiyle atılı suçu işlediğinin iddia olunduğu, sanığın soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede, suça konu iş yerinde yaklaşık 15 yıldır kiracı olduğunu, saçağı onarma işini 2000 yılında, cephe doğraması ile yer döşemesini yenileyip klima taktırma işlerini ise 2009 yılında yaptırdığını, binanın koruma kapsamında olduğunu bilmediğini beyan ettiği, kovuşturma aşamasındaki savunmasında da yine taşınmazın niteliği konusunda bilgisi olmadığını, anılan hususta kendisine herhangi bir bildirimde bulunulmadığını söylediği, olay yerindeki keşif sonrası inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 06/02/2012 tarihli raporda, suça konu müdahalelerin “basit tamir ve tadil” kapsamında kaldığının belirtildiği;
Tescilli kültür varlığında “basit tamir ve tadil” niteliği taşıyan faaliyetlerin izinsiz ya da izne aykırı olarak yapılması halinde, varlığın zarara uğrayıp uğramadığının belirlenmesi gerektiği, zarar tespiti durumunda “kültür varlığına kasten zarar verme”; zarar mevcut olmadığı saptandığı takdirde ise “izinsiz tadilat ve tamirat yapma” suçundan söz edileceği, bu bakımdan mahkemece, sanık tarafından gerçekleştirilen imalatların ruhsat almayı gerektirmeyen, istenildiğinde sökülüp eski hale getirilebilecek müdahaleler olduğu gerekçesiyle suç kastı yokluğu sonucuna varılmasında isabet bulunmadığı;
Diğer yandan, Sokullu Külliyesi koruma alanı içerisindeki anıt eser olarak tescilli Sokullu Külliyesi Arastası’nda mevcut taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde, 07/06/1976, 08/01/1991, 25/02/1992 ve 20/10/2010 tarihli tescil şerhlerinin bulunduğu, taşınmazın maliki olan
N.. A..’ın ise 18/12/1974 tarihinde, yani sözü edilen şerhler tapu kaydına konulmadan önce taşınmazı satın aldığı anlaşılmakla; adı geçen malikin tanık sıfatıyla dinlenerek, suça konu binanın Sokullu Külliyesi koruma alanı içerisindeki anıt eser olarak tescilli Sokullu Külliyesi Arastası’nda yer aldığını bilip bilmediğinin, anılan hususta kiracısı olan sanığı bilgilendirip bilgilendirmediğinin, yapılacak inşai ve fiziki müdahaleler ile tamirat ve tadilatların izne tabi olduğu konusunda sanığı uyarıp uyarmadığının sorulması, Sokullu Külliyesi koruma alanı sınırlarının belirlendiği 10/02/1994 tarih ve 1735 sayılı kurul kararının, külliye içerisindeki iş yeri sahiplerine duyurulup duyurulmadığının araştırılması, olay yerinde yeniden keşif icra edilerek, iddianamede açıklanan eylemler nedeniyle tescilli kültür varlığının zarara uğrayıp uğramadığının, özgün yapısını kaybedip kaybetmediğinin her türlü şüpheden uzak biçimde belirlenmesi, kiraladığı taşınmazın niteliğini bildiği veya bilebilecek durumda olduğu sonucuna varılan sanığın yaptığı müdahaleler nedeniyle zarar tespiti halinde “kültür varlığına kasten zarar verme”, zarar mevcut olmadığının saptanması durumunda ise “izinsiz tadilat ve tamirat yapma” suçundan hüküm tesisi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.