Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26909 E. 2014/20986 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26909
KARAR NO : 2014/20986
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/29452
Mahkemesi : İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 01/11/2012
Numarası : 2010/1077 – 2012/853
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, İstanbul 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 21/11/2008 gün, 2200 sayılı kararı ile korunması gerektiği kültür varlığı olarak tescil edilip ayrıca Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 15/01/1977 gün, 9591 sayılı kararı ile kentsel sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, İstanbul ili, Eyüp İlçesi, İslambey Mahallesi 189 ada 33 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıya ilaveten, bahçe tarafından yaklaşık 16 m. uzunluğunda, 3 m. genişliğinde zemin katın betonarme olarak büyütüldüğü, ayrıca, binanın ön cephesinde 1. normal kata çıkış merdiveninin kaldırılarak zemin kata katıldığının tespit edilmesi üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamı itibariyle sanığın suça konu taşınmazı satın aldığı 26/10/2007 tarihinden sonra alınan, taşınmaz üzerinde bulunan yapının korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline ilişkin İstanbul 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 21/11/2008 gün, 2200 sayılı kararını bilmediğine ilişkin beyanının aksine herhangi bir delil bulunmamakla birlikte, taşınmazın bulunduğu mahallin 1977 yılında Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 15/01/1977 gün, 9591 sayılı kararı ile kentsel sit alanı olarak tescil edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın bölgenin bu niteliğini bilip bilmediğinin anlaşılması bakımından, 15/01/1977 tarihli tescil kararının, mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, bu durumun çevrede yaşayan kişiler tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği, nihayetinde, inşai müdahale gerçekleştirilen yapının, kentsel sit alanı sınırları dahilinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediği hususu araştırılıp, mahallinde, inşaat mühendisi ve fen bilirkişinin katılımı ile keşif yapılarak, sanığın eyleminin niteliği belirlenip, hükümden sonra, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.