Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26767 E. 2014/22533 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26767
KARAR NO : 2014/22533
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/308878
Mahkemesi : Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 13/09/2011
Numarası : 2010/479 – 2011/867
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin K.. T.. Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 16/03/1988 gün 199 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Kartal mahallesi, Kartaltepe sokak, . ada.parselde bulunan yapının, aynı Kurul’un 12/06/1991 gün 2743 sayılı kararı ile onaylı projesine aykırı uygulamalar yapıldığından bahisle, yapı malikleri olan sanıklar hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, gerek sanıkların dosya kapsamında mevcut savunmaları, gerekse daha önce yapı üzerinde tadilat yaptırmak için ilgili Koruma Kurulu’na müracaat edilmiş olması hususu dikkate alındığında, sanıkların, suça konu yapının, korunması gerekli kültür varlığı vasfında olduğunu bildikleri anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mahkeme tarafından, onaylı projeye aykırı uygulamalar nedeniyle açılan dava ile ilgili olarak, sanıkların, mevzuata uygun davranmak için ellerinden geleni yaptıkları, bunun dışındaki aksaklıkların, gerek projeyi yapmak ve gerekse yapılanı denetlemekle görevli kişilerin, kendi ihtisaslarına ve görevinin gereklerine uygun davranmamalarından kaynaklandığının açık olduğu, burada sanıklara atfı kabil kusur yüklenemeyeceği, gerekçesi ile beraatlerine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, öncelikle, mahallinde inşaat mühendisi ve arkeolog bilirkişilerin katılımı ile keşif icra edilerek, suça konu uygulamaların ne olduğu açık olarak belirlenip, yapıda kullanılan malzemelerin eskiliği, renkteki solmalar ve yıpranma durumu dikkate alınarak, yapılış tarihleri tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanarak ve bu şekilde dava konusu uygulamaların zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirip gerçekleştirmediği belirlenip, dava zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılması halinde, bu uygulamaların, kimin sorumluluğu ve tasarrufu altında gerçekleştirildiği hususu belirlenip, ayrıca;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği,
Bu kapsamda izinsiz olarak yapılan uygulamaların tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığı, niteliği ve yapıda geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediği belirlenip, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün tespiti durumunda, eylemden sorumlu olan şahsın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1-1. Cümlesi uyarınca cezalandırılması; bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olduğunun belirlenip, ayrıca taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun bulunmadığının anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması; yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nun bulunduğunun anlaşılması halinde 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin; eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, sanıkların beraatlerine ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.