Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26726 E. 2014/22531 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26726
KARAR NO : 2014/22531
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/303935
Mahkemesi : Bodrum 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06/09/2012
Numarası : 2011/416 – 2012/582
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin K.. B..’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 24/10/2002 gün 1856 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan, Muğla ili, Bodrum ilçesi, B.. beldesi, Y.mevki,..parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan otelin Kurul’dan izin almaksızın girişine iki adet kemerli duvar inşa ettirip, dış duvarlarını yükselttirmek suretiyle müdahalede bulunduğundan bahisle sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın dosya kapsamında mevcut ifadeleri incelendiğinde, bahse konu taşınmazın 3. derece doğal sit alanında yer aldığını bildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suça konu uygulamaların 2863 sayılı Kanun’un 9. maddesi kapsamında fiziki müdahale kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtilen bilirkişi raporu esas alınarak, sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bahse konu uygulamaların dosyada bulunan resimleri incelendiğinde, sanığın amacının dava konusu yerde süreklilik arz edecek şekilde bir yapı oluşturma ve kullanmaya matuf olduğu, aynı bilirkişi raporunda da bu uygulamaların 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında yapı niteliğinde olduğunun belirtilmiş olması karşısında, sanığın eyleminin 2863 sayılı Kanun’un 9. maddesinde belirtilen inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğu anlaşılmakla birlikte, bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanun’un 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin İl Özel İdaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1. ve 65/4. Maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.