Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/26679 E. 2014/23254 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26679
KARAR NO : 2014/23254
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/340447
Mahkemesi : Akçadağ Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 22/06/2010
Numarası : 2008/128 – 2010/95
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, parada sahtecilik

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık Ş.. U..’un mahkumiyetine, 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve parada sahtecilik suçlarından sanık E.. Ç..’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, suçtan zarar gören kurum vekili ve sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve verdiği temyiz dilekçesi ile katılma isteğini ortaya koyan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Kültür varlığı bulmak için izinsiz kazı yaparken üzerinde taşıdığı 100 TL sahte banknotu yırtıp, yere atan sanık E.. Ç..’ın eyleminin TCK’nın 197/1 maddesinde düzenlenen suçu oluşturmasına karşın, hakkında TCK’nın 197/2 maddesinde düzenlenen suçtan ceza tayin edilmesi ile bu fıkrada hapis cezasının yanında ayrıca adli para cezası da öngörülmüş olmasına karşın, sadece hapis cezasına hükmedilmesi, katılan kurumun 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dolayı zarar görüp, parada sahtecilik suçundan kamu davasına katılamayacağından, aleyhe temyiz bulunmaması sebebiyle, bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
Suç tarihinde saat 22:00 sıralarında Akçadağ İlçe Jandarma Komutanlığı’na yapılan ihbarda, A.. ilçesi, D.. köyü, B.. mezrası, K.. Tepesi mevkinde, kaçak kazı yapıldığına ilişkin ihbarda bulunulması üzerine bahse konu yere gidildiğinde, sanıkların, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen, M.. Y.., Y.. K.. ve M.. I.. ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, Roma Dönemi’nden kalma tümülüste kazma kürek vasıtasıyla 3.40×2.1 metre genişliğinde 1.60 metre derinliğinde çukur kazdıkları ve bu sırada suçüstü yakalandıkları anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin ve sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamında mevcut 15/03/2010, 05/05/2009 ve 11/08/2008 tarihli bilirkişi raporlarından, olaydan sonra tescil edilmiş dahi olsa, kazı yapılan alanın 2863 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında korunması gerekli kültür varlığı niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında tayin edilen ceza üzerinden anılan Kanun’un 74/1-2. cümlesi uyarınca indirim yapılmaması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine, denetim süresi içerisinde işlenecek ikinci suçtan dolayı hüküm veren mahkeme tarafından karar verileceği gözetilmeden, infazı kısıtlar şekilde, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi,
2-Sanıklardan E.. Ç..’a ait dosya kapsamında mevcut adli sicil kaydı incelendiğinde, Malatya 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2004/744-2004/727 sayı, 10/11/2004 tarihli 3167 sayılı Kanun’un 13/1 maddesinde düzenlenen suçtan sabıkasının bulunduğu, mahkeme tarafından sanık hakkında CMK’nın 231/5 maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun sanık hakkında uygulanmamasına karar verilirken, sanığın daha önce kasıtlı suçtan sabıkasının bulunmasının gerekçe gösterildiği, ancak 20/12/2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı Kanun ile çek karnesini iade etmemek eyleminin suç olmaktan çıkarılması karşısında, bu ilamın 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediğinin gözetilmemesi,
3-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.